CAN GÜVENLİĞİ Mİ? TUZAK MI?

CİMER’ e gönderdiğim öneri metni;

  Sayın Cumhurbaşkanı; yirmi küsur yıldır memlekete yaptığınız hizmetler içinde belki de en başarılı olduğunuz iş karayollarının ıslahı, yeni yollar yapmanız otoban ve duble yollar olsa gerek. Bu güzel yolları kullanmak son yıllarda giderek imkansız hale geldi. Şöyle ki; yollarda alınan tedbirler trafik kazalarını önlemek için değil, sürücülere ceza yazmak için tuzaklarla dolu. Ortalama hız sınırı yazısı var ama çoğu yerde ortalama hız sınırı kaç olacak, kaç km sonra bitecek belirtilmiyor. EDS sistemi çoğu yerde km, hız sınırı ve kaç km sonra bitecek belli değil. Yola çıktığımız zaman bu güzel yolların zevkini alamıyoruz. Stres ile nerede hangi hızla gideceğimizi öğrenebilmek için gözümüz ve adaptasyonumuz levhalar arıyor ama çoğu yerde bilgilendirici levhalar ya hiç yok ya da çok küçük, sürücüler göremesin diye yazılan levhalar var. Ben hız sınırı olmasın demiyorum fakat Devlette vatandaşına ceza tuzağı kurmasın.

  BENİM ÖNERİM; HIZ LİMİTLERİ ASFALT ÜZERİNE KAÇ KM OLACAĞI YAZILSIN. Çok basit çok ucuz ve sürücüler yol kenarlarındaki küçük yazılı levhalara dikkatlerini vermeden gözlerinin önünde ki hız sınırı yazısını rahatça okurlar . Devlet tuzak kuran değil, vatandaşının can ve mal güvenliğini en üst seviyede koruyan tedbirler almakla mükelleftir. 40 yıldır araç kullanıyorum, son birkaç yıldır yola çıkmaya tiksinir oldum. gereğinin yapılmasını arz ederim.

  Gelen komik cevap;

  Cevap 05/02/2024 17:09:51   Sayın İlgili:

  08.01.2024 tarihli ve 2400109964 sayılı CİMER başvurunuz incelenmiştir.

Elektronik Denetleme Sistemleri, karayollarında, trafik düzenini ve güvenliğini sağlamak ve trafik kural ihlallerini tespit etmek amacı ile kullanılmaktadır.

  2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 16'ncı maddesi kapsamında belediyelerin hizmet götürdüğü sınırlar içerisinde kurularak trafik denetimlerinde kullanılan elektronik denetleme sistemlerine ait hız sınırları, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ‘Hız sınırları” başlıklı 100’üncü maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen “İl ve ilçe trafik komisyonları ile ulaşım koordinasyon merkezleri, yerleşim yeri içinden geçen bölünmüş devlet ve il yolları ile belediyelerin yapım ve bakımından sorumlu olduğu taşıma kapasitesi yüksek, can ve mal güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alındığı, yaya geçişlerinin alt ve üst geçişlerle sağlandığı bölünmüş karayollarında araç cinsleri için ayrı ayrı olmak üzere hız sınırlarını 32 km/s’e, yerleşim yeri içinde bulunan diğer bölünmüş karayollarında ise 20 km/s’e kadar artırmaya yetkilidir. Yerleşim yeri içinden geçen ve Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda bulunan devlet ve il yollarında yapılacak hız artırımlarında, Karayolları Genel Müdürlüğünden yola ilişkin alınması gerekli tedbirler ile yolun işletim hızına ilişkin bilgiler alınarak göz önünde bulundurulur.” hüküm doğrultusunda, Ulaşım Koordinasyon Merkezleri ile İl ve İlçe Trafik Komisyonu tarafından belirlenmektedir.

PTS-EDS Projesi kapsamında devlet karayollarında kurulumu yapılarak trafik denetimlerinde kullanılan ortalama hız ihlal tespit sistemlerinde Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ‘Hız sınırları” başlıklı 100’üncü maddesinde belirtilen azami hız sınırları uygulanmaktadır.

Bahsi geçen yönetmeliğin 101’inci maddesinde yer alan “Sürücüler aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse bu Yönetmeliğin 100 üncü maddesinde belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar.” hükmüne göre, hız limitlerine uymak yasal bir zorunluluktur.

  Aynı Yönetmeliğin "Hız Sınırlarına Uyma ve Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama" başlıklı 101'inci maddesinin dördüncü fıkrasında; "Çeşitli araç cinslerine göre bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu azami hız sınırlarını, %10 nispetinde aştığı kontroller sırasında tespit edilen sürücülere, Karayolları Trafik Kanununun 51 inci maddesine göre işlem yapılmaz." hükmü yer almaktadır.

  EDS’lerin kurulu bulunduğu yerlere, Karayolları Genel Müdürlüğünün hazırlamış olduğu Karayolu Trafik İşaret Standartları Kitabına göre bilgilendirme levhaları ve diğer işaretlemeler tesis edilmektedir. Ayrıca Elektronik Denetleme Sistemlerinin bulunduğu yerler vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi amacıyla www.egm.gov.tr ve www.trafik.gov.tr adreslerinde yayınlanmaktadır.

Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.

EGM Trafik Başkanlığı.

  Verilen cevaptan da anlaşılacağı üzere CİMER vatandaştan gelen fikirleri değerlendirmek yerine klasik bir cevapla gelen önerileri üstünkörü geçiştirme kurumu haline gelmiş.

  Aranızda uzun yola çıkan sürücülerin bir çoğu aynı sorunu mutlaka yaşamıştır. EDS başlangıcının tabelalarla yazılması oldukça güzel ama EDS’nin bitişine dair herhangi bir tabela olmaması sürücüleri de bahsedilen tuzağa düşürüyor. EDS giriş levhalarında 2289 mt boyunca deniyor. Sürücüler araç sürerken 2289 metre gidip gitmediklerini ölçme ve hesabını yapma durumunda değildir. Bu mesafenin bitip bitmediğini sürücü olarak nasıl ölçebilirsiniz. Başlangıçtaki uyarının aynısının EDS bitişinde de olması gereklidir. Zira sürücüler yola ve yol durumuna göre hareket etmek yerine tabela aramakla dikkatini dağıtıyor. Bu da sürücüleri ya kazalara ya da oluşturulan tuzaklarla yüklü cezalarla karşı karşıya bırakıyor.

                            Nitekim konuyla ilgili Yargıtay kararında;

  “Hareket Listesi öncelikle kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini, yol kullanıcılarına ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapmasını beklemek, trafik kurallarının konuluş amacına uygun olmadığı gibi araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelecektir ki bu durum, çağdaş hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez” denmektedir.

  Özellikle Küçük beldelerden geçerken bu tuzaklarla karşılaşıyorsunuz. Bunun altında yatan temel sebep ise maddi imkansızlıklarla boğuşan belde belediyelerinin EDS cezalarından yüzde 30 oranında pay almalarıdır. Belediyelere gelir kapısı olması açısından EDS tam bir hayat kurtarıcı rol üstleniyor. Karayolları ve Belde belediyelerinin ortaklığıyla da adeta ceza yazmak için tuzaklar kuruluyor.

  İlçe trafik komisyonları tarafından belirlenen hız sınır limitleri tamamıyla belediyelere gelir getirecek şekilde düzenleniyor. Bu düzenlemenin en azından İl Trafik Komisyonları tarafından yapılması ve öncelik Belediyelere gelir kapısı değil sürücülerin can ve mal güvenliği olmalıdır.

  Bu konuda yapılacak en önemli çalışmalardan biri de asfalt üzerine hız sınırı ile EDS başlangıç ve bitiş uyarılarının yazılmasıdır. Bu hem sürücüyü yola adapte edecek hem de gerekli tedbirleri almasını kolaylaştıracaktır.

  Kafama takılan bir diğer soruda yük ve yolcu taşıyan toplu ulaşım araçları haricinde şehirler arası yolları en fazla kullanan siyasilerin konuyla ilgili suskunluğudur.   Ankara’ya sürekli gitmek zorunda kalan bu Siyasetçiler bu tuzaklardan paylarını almıyor mu?

  Ankara yolunu gerekli gereksiz bir çok konu için aşındıran bu siyasetçiler sürücüleri isyan ettiren bu uygulamayı neden gündeme getirmez anlaşılacak gibi değil.

  Yakıtın litre fiyatı 45 TL olmuş üstüne birde tuzaklarla yazılan trafik para cezaları milleti tamamen canından bezdirmiş durumda.

  Bu serzenişlerde bulunurken hız sınırsız, kontrolsüz, denetimsiz ve kuralsız bir trafik düzeni olsun demiyorum elbette. Gerçekçi, şeffaf, kolay anlaşılabilir işaret ve levhalarla uyarıların yapıldığı vatandaşa ceza kesmek için değil, vatandaşın can ve mal güvenliği esas alan bir düzenleme yapmak hiçte zor olmasa gerek.

  Radar ve EDS konulacak yerler tespit edilirken, yol durumunun, sürücülerin can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak bölgeler seçilmelidir. Trafik kazalarının sıkça yaşandığı bir çok bölgede (virajlı veya bozuk yollar) radar ve EDS sisteminin olmaması, sistemin hayat kurtarma amacına hizmet etmediğini açıkça göstermektedir.

  Şehirler arası yolların kenarlarında ki önlem alınması gereken bir başka önemli konu ise, özellikle Konya Antalya arasında açılan marketlere dönüşmüş olan köylülerin açmış olduğu tezgahlar. Sözde üretici (köylü) tezgahlarının reklam yazıları o kadar yoğun ki sürücülerin dikkatlerini dağıtmakta, sürücüleri yormakta ve trafik levhalarını kapatarak sürücüyü zor durumda bırakmaktadır. Bu tezgahlarda satılan ürünler şehirlerde satılan ürünlerden daha pahalı ve çoğu kredi kartı kullanmıyor. Yapılan alışverişlerde fiş kesilmediği için bu seyyar satıcıların vergi kaçırma ihtimalide oldukça yüksek. Bu konuda da ivedi şekilde önlem alınmalıdır.

  Karayolları kenarında yapılacak ve açılacak tesisler hakkında yönetmelik yol kenarında yerel ürün satan tezgahlara acilen uygulanmalıdır.

  Şehirler arası Karayolları ya yerleşim alanlarının dışında yapılmalı ya da zaruri olarak yerleşim yerinden geçen yolların, hızlı tren hattında olduğu gibi insan ve özellikle hayvanların yola çıkmasını engelleyecek tel bariyerlerle koruma altına alınmalıdır. Bu tür yerleşim yerlerinde alt geçit veya üst geçitlerle can ve mal güvenliğini sağlamak çağın gerektirdiği önlemlerdir. Bu önlemleri almak çok ta zor olmasa gerek. Yeter ki tuzak odaklı değil, çözüm odaklı olunsun.

  İçişleri bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve diğer yetkililerden oluşacak bir koordinasyonla Karayollarında güvenli ve konforlu yolculuklar yapılabilmesi için ivedilikle çözümler üretilmelidir.