Helallik Alma Kurnazlığı

30 Tem 2025 - 10:04 YAYINLANMA

Bazen biri çıkar karşımıza, yıllardır görmediğimiz, belki de zamanında kalbimizi kırmış, canımızı yakmış birisi… Gülümseyerek gelir ve der ki:
"Hakkını helal et."

O an insanın içinde tuhaf bir duygu belirir. “Acaba neyi helal edeyim?” diye sorası gelir. Ama genelde sormayız. Susarız. Çünkü biz böyle büyütüldük; affedicilik makbul sayılır, büyüklük affetmektir denir. Ama işin aslı her zaman öyle midir?

İnancımıza göre kul hakkı yemek; birinin malını, emeğini, hakkını izinsiz almak haramdır. Bu günah öyle büyüktür ki, Allah katında affedilmesi, sadece o hakkı yenen kişinin affetmesine bağlıdır. Yani kişi, “hakkımı helal ettim” demedikçe, bu yük vicdanda ve ahirette taşınmaya devam eder.

Hayatın içinde sıkça rastlarız buna.

Birisi zamanında bir başkasına açık ya da gizli kötülük yapmıştır. Belki iftira atmış, senin hakkında olmadık laflar etmiş, arkandan konuşmuş, belki işini bozmuş, belki insanların sana olan güvenini sarsmış. Belki başarını engellemiş, bazen de sessizce hakkını gasp etmiştir. … Yıllar geçmiş, sen olan biteni ya unutmuşsun ya da unutmuş gibi yapmışsın. Ama o kişi seni bir gün bulur ve kurnazca tek bir cümleyle meseleyi kapatmak ister:
"Ne varsa geçmişte kaldı, hakkını helal et."

Ama mesele şu ki, sen sadece bildiklerini helal ediyorsun. Ya bilmediklerin?

Asıl kurnazlık da burada başlıyor işte.

Çünkü helallik isteyen, genelde yaptığı kötülüklerin hepsini değil sadece bilinenleri söyler. Bilinmeyenleri gizler. Gizli kötülüklerini dile getirmez. “Bunları da söyleyeyim, ona göre helal etsin” demez. İçinden “Nasıl olsa bilmiyor, öğrenmeden helal ettiririm” diye geçirir. Hatta bazen gözyaşı bile döker, duygusal bir tablo çizer.

Çünkü helallik isteyen kişi çoğu zaman İçinden, kötülüklerin hepsini açıkça ortaya koysa, karşısındaki belki asla helal etmeyecek, hatta beddua edecek.

Oysa gerçekten helallik istemek, yaptığın şeyleri tek tek itiraf etmeyi ve gerekirse telafi etmeyi de gerektirir.

Samimi olmak gerek; bu durum, affedilmeyi istemekten çok, vicdan temizliği gibi görünse de bazen sadece yük atma çabası oluyor. Yani kişi rahatlamak istiyor ama karşısındakinin gerçekten ne hissettiğini, nasıl etkilendiğini pek umursamıyor. Senin ruhundaki yara hâlâ tazeyken, onun tek bir cümleyle her şeyi silmek istemesi aslında sana karşı ikinci bir haksızlık gibi geliyor.

Benim fikrim şu: Gerçek helallik, yüzleşmeyi gerektirir. Ne yaptığını, nasıl yaptığını dürüstçe itiraf etmekle başlar.  "Zamanında şöyle bir şey yaptım, pişmanım, ne olur affet" diyebilmek yürek ister. Gizli kalmış kötülüklerin üstünü örtüp helal ettirmek değil, onları açığa çıkarıp gerçekten af dilemek erdemdir. İşte o zaman insan da gönül rahatlığıyla "helal olsun" diyebilir.

Yoksa böyle eksik bilgilerle alınan helallikler, aslında yarım kalan hesaplar gibidir. Ne iç rahatlatır ne ahirette karşılık bulur.

 Unutmayalım; kul hakkı, sadece "hakkını helal et" demekle kapanmaz. O hakkın ne olduğunu bilerek, samimi bir pişmanlıkla ve gerekirse telafi ederek affa talip olunabilir. Aksi takdirde bu, sadece bir helallik değil; bir kandırmacadır. Tabi ki İnancı olanlar için önemlidir helallik alma. Karar sizin.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: