https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/imagesZ11_1.jpeg
ALP HAN

BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR BASIN

09-07-2021 15:02

Demokrasinin gelişimi için bağımsız, özerk, eşitler arasında müzakereye dayalı ortak kanaat ve irade oluşumu için, gerekli iletişim şartlarının sağlanması bir zorunluluktur.

 Vatandaşlar arasında şeffaf, akılcı, tartışmaya dayalı, eleştirel düşüncenin işlediği, açık oluşturulan kamu ve kamuoyunun gelişimi için, Bağımsız Medya(Basın), olmaz ise olmaz bir zorunluluktur.

Ünlü felsefeci Jürgen Habermes’in “Katılımcı bir demokrasinin temelinde, kamusallığın oluşumunu sağlayacak şartların, eşitlikçi temelde, özgür bir ortamda gerçekleştirilmesi gerekli” diyor.

Bunun da yolunun iletişim kanallarının açık olması, medyanın özgür hareket etmesiyle mümkün olacağını vurguluyor.

Bunun ne kadar önemli olduğunu ülkemizde şuan baskı altına alınan ve kontrollü olarak dolaylı şekilde yürütülen medyanın, içinde bulunduğu durumdan anlıyoruz.

Vizyon 58 Tv. Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Kurt’un sosyal medya hesabın da yaptığı açıklamanın, dolaylı bir iç ses feryadının, yerel ve ulusal medya da yer bulması gerçeğin tezahürü olarak değerlendirilmeli.

-Bırakın da işimizi yapalım!

-Basını özgür bırakın, basın işini yapsın, basın olarak işimizi yapamaz hale geldik.

-Siyasal baskılar, tehditler, daha neler neler!

-Kişilerin söyledikleri kişilerin kendisini bağlar, benim kanalım herkes açık, söyleyecek sözü olan buyursun. Biz kimseye sansür uygulamıyoruz.

Sayın Kurt açıklamasın da benim söylediklerim tek bir parti için değil, hepsi için geçerli. Diyor. Bütün siyasi partileri kastediyor.

 Aslında iletişim ağlarının ticarileşmesi, bürokratikleşmenin ve devlet müdahaleciliğinin artmasıyla basın, sarsılmaya ve işlevselliğini de kaybetmeye başlamıştır.

Sermayenin kontrolüne giren medyanın da artık halkın gücü olmaktan çıkıp, gücün medyasına dönüşmesi kaçınılmaz oldu.

 Bu durumun daha doğru temelleri üzerinde yürütülmesi demokrasinin gelişimi için bir zorunluluk iken, siyasi erk medya yı kontrol altında tutmak için ekonomik unsurları, bir Demokles’in kılıcı gibi kullanmaya başladı.

Ünlü felsefeci Jürgen Habermes bu durumla ilgili de; Neticede kamusallık özerkliğini, eleştirelliğini, aklı yürütme ve düşünce üretme işlevlerini kısacası sivil toplum ile devlet arasındaki aracılık işlevini yitirmekle kalmaz, kamusal kanaatler yerine “Alkışa Amade” bir ruh halinin hâkim olduğu, kolayca yönlendirilebilen, öngörülebilen, manipüle edilebilen bir kamuoyu haline dönüşür, diyor.

Bu durum da belki tam bir teslimiyet söz konusu olmasa da, kamuoyunun nasıl manipüle edildiği, düşünemeyen, üretemeyen, akıl yürütemeyen ve eleştiremeyen, demokrasinin sadece bir geçici araca dönüştürüldüğü yapıyı göreceksiniz.

Televizyon, Radyo, gazeteler, dergiler ve romanlar gibi yazılı ve görsel basın eleştirel ve özgürleştirici iletişim araçlarından çok bağımlılık yaratıcı tüketim ürünlerine dönüşür. Bu durum da bilinçli bir toplum oluşturmaktan ziyade ürkek, korkak, nemelazımcı, sorumluluk almayan, sorgulamayan kitleler oluşturur.

Hâlbuki güçlü devletler Sosyo-kültürel alanın özgürleşmesi, düşünce ve girişimciliğin adil ve eşit şartlarda herkes açık olması, hür teşebbüsün ve eleştirel aklın bağımsız bir medya ile baskı altına alınmadan yürütülmesiyle mümkündür.

Tercih sizin?

Neler Söylendi?
sanalbasin.com üyesidir