https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/imagesZ11_1.jpeg
ALP HAN

MEDYA TİCARİLEŞİRSE İKTİDAR KORUMACILIĞINA SOYUNUR

16-09-2021 08:47

Basını milletin müşterek sesi olmaktan çıkaran unsur “Ticari Gazetecilik” anlayışı ile medya sektöründe büyüyen sermaye egemen kadroların yer almasıdır.

 Neoliberal ekonomi politikaları sonucu ülkemizde “Medya” ya el atan sermaye, gazeteciliği habercilikten çıkarıp, düzen bekçiliğine ve iktidar sözcülüğüne yöneltti.

Maalesef gazetelerin haber dili, iktidarların diliyle aynılaştı.

 Ticari çıkarların güvenlik şemsiyesine dönüştürülen” Gazetecilik” zamanla şantaj malzemesi olarakta kullanılmaya başlayıp gerçek kimliğinden uzaklaştırıldı.

 Hâlbuki Gazetecilik halkın haber alma kanalları olarak işleyen ve halkın yanında, onun menfaatlerini, düzene karşı savunan bir oto kontrol gücüdür.

 Sağlıklı işleyen demokrasilerde halkın sesini ve iradesini yansıtan, haklıdan yana, milli menfaatler ve stratejilerin yerleşmesinde güçlü bir yapı olmalıdır medya.

 Fakat ticari gazetecilik anlayışı ile yürütülen medya faaliyetleri, maalesef iktidarların düzen bekçiliğine soyunan sözcüleri oluyor.

Bugün ulusal anlamda ticarileşen medya, maalesef yerel anlamda da ticarileştiriliyor ve devletin kontrolünde güçlü bir iktidar sözcüsü yaratılıyor.

 Bu güç bugün için belki mevcut iktidar için önemli bir kazanç olabilir fakat yarının ne getireceği belli olmayan bir süreçte, önemli bir dezavantaja dönüşmesi de mümkün olacaktır.

Adalet herkes için ve her zaman lazımdır.

 Sonsuz bir güç olamayacağı gibi ebedi bir iktidar da olmamıştır.

 İçinde yaşadığımız asrın en makul ve en adil denilebilecek yönetim modeli demokrasilerde, sınırsız ve alternatifsiz güç kabul edilemez bir unsur olarak yer almaktadır.

Demokratik katılımcılık, halkın yönetime bir şekilde tesir etmesini sağlamak içindir.

 İşte medyanın doğru ve gerçeklerden uzaklaşmadan, halkına haber verme özelliğinin önüne geçilir de, yanlışlarda bile düzenin sözcülüğüne soyundurulursa, demokrasi katlediliyor demektir.

Aslında bunun Türkçesi “İhanettir”!

 Elbet her ihanetin bir bedeli olacak ve olmuştur da.

 Devletler kendine ihanet edenleri her zaman kaydetmiştir. Zamanı ve yeri geldiğinde bu ihanetlerin bedeli sorulmuştur. Devlet olmanın gereğidir bu!

Medyanın taraflı yayıncılığı her halükârda bir şekilde not ediliyordur sanırım.

 Tarih doğruları saklayanları sorgulayacak ve halkına ihanet edenleri adalet önüne çıkaraktır.

 Bir Siyonist proje olan gelişmekte olan ülkelerde medyanın ele geçirilmesi stratejisi, maalesef Siyonistlerin diğer– Türkiye’nin bölünüp parçalanması, Türklerden arındırılması- projeleriyle beraber gayet güzel yürütülüyor.

Ulusal da ticarileşen medya, yerelde de ticari unsurlara mahkûm edilirse, halkın haber alma unsurları ortadan kaldırılmış olacaktır.

 Kuşkusuz çok profesyonelce çalışıyor dış dinamikler.

 Hiçbir ayrıntıyı göz ardı etmiyor.

Neler Söylendi?
sanalbasin.com üyesidir