https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/imagesZ11_1.jpeg
ALP HAN

NE OLUR BİR YUDUM SU VERİN

30-11-2021 16:40

 Ocak 2020 yılın da merkez üssü Elazığ olan ve Elazığ dan 37 olmak üzere, Malatya dan dört kişinin, toplam da 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Depremden aklımda kalan bir anlık görüntüden bahsederek konuya girmek istiyorum.

-Bir yudum su!

-Lütfen bir yudum su verir misiniz?

AFAD ekipleri enkazın altından hayat kurtarmaya, yaşayan var mı, yok mu bir gayretle çalışıyorlar.

 Bir yaşam belirtisi, bir ses duyuldu!

  Bütün ekipler heyecanla oraya doğru yöneldi.

 Depremden tam 36 saat sonra duyulan bu ses herkesi sevindirdi. Heyecanla enkaz altındaki vatandaşımızı canlı çıkarma gayretine girdiler.

 Kameralar çalışmanın olduğu enkaza kilitlenmiş durum da ekranlardan canlı izliyoruz. Enkazın altından bir genç bayanın yüzü gözüktü ve bir alkış tufanının içinden başını dışarı çıkarır çıkarmaz gördüğü ilk kişiye ilk söylediği söz;

  • Bir yudum su! Lütfen bir yudum su verebilir misiniz? Oldu.

               Evet. Bir yudum su hayat demek, o enkazın altından çıkar çıkmaz insanın istediği tek bir yudum su.

               Ne kadar önemli.

                Bilmiyorum ama normal hayatta yudumlarca suyu nasıl israf ettiğimizin farkında değiliz.

Olmayınca kıymete binen bu nimetin, olunca kıymetini bilsek ve israf etmesek te sıkıntı yaşamasak güzel olmaz mı? Elbette olur.

Hele de şu son günlerde Sivas ta yaşanan su kıtlığından kaynaklı kesintilerden sonra, ne kadar kıymetli bir varlık olduğunu yaşayarak öğreniyoruz.

Su kesintileri sanıyorum yaşamımızın bir rutini olacak gibi. Zira Sivas’ın elli yıllık su problemi yok diye açıklama yapan yetkili ve etkililerin havada kalan sözlerine rağmen, Tavra deresinde su kalmadığı,4 Eylül Barajının da debisinin tükenme noktasında olduğu bir gerçek.

Harç bitti yapı paydos!

Maalesef su yok, israf, plansız kullanım, şehrin yöneticilerinin vizyonsuzluğu koskoca şehri susuz günlere mahkûm etti.

Küresel iklim değişikliği on yıllardır dünyanın konuştuğu bir realite. Bir den bire olmuş bir durum da değil.

Eyyy muhterem yöneticiler ve bu şehri yönetmek için sorumluluk almış, seçilmiş ve atanmış kıymetli insanlar, Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olan bu duruma, neden çare olacak projeleri değil de, parkla, bahçeyle, müzeyle uğraşıp, hayati önceliğimiz olan Sivas’a su taşıyacak projeleri hayata geçirmediniz?

Muhterem siyasetçiler, siz ne yaparsınız?

Sizin bu şehrin en hayati problemlerini çözmek için çareler üretmek, projeleri takip edip, ödenekler çıkarmak sizin işiniz değil mi?

Suyun ne kadar kıymetli bir varlık olduğunu anlamak ve Koskoca şehri susuz bırakmamanız için illa enkazın altında kalmanız mı gerekir?

Allah Korusun tabiki, fakat lütfen Sivaslının ikbalini kişisel ikballerinize kurban etmeyin.

 Allah adil ve hesap sorandır. Allah isterse kullarını her türlü enkaz ile imtihan eder.

 Düşünün, aklınızı çalıştırın ve toplumun önceliklerini doğru belirleyip, ihtiyaçlarına göre hizmet planlayın.

 Sivas için yapılan her iş kıymetli ve çok güzeldir. Parkların, bahçelerin, müzelerin, spor alanlarının çokta güzel olduğunu, gerekli olduğunu düşünüyorum. Amma velakin önceliklerin belirlenmesin de ortada bir vizyonsuzluk da görüyorum.

-“Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var”, sözündeki manaya sadakatle işinizi doğru yapın.

Yoksa Yüce Allah (C.c)  çok büyük.

Tabiki Allah’tan korkup kuldan utananlar için!

Neler Söylendi?
sanalbasin.com üyesidir