https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/imagesZ11_1.jpeg
ALP HAN

BAS BAS BAĞIRIYORLAR

28-04-2021 12:16

Zaman ve mekân uzamını ortadan kaldıran iletişim teknolojileri, bireyi bağımlılıktan uzaklaştırıyor. Dijital devrim kendine has farklı bağımlılıklar oluştursa da yeni kuşağa müthiş bilgiye dönük fırsatlar sunuyor.

 Bu durumda özgürleşen ve kendi içinde “özerkleşen” birey, demokratik bilinçle birçok şeyi sorgulayan insan maduna dönüştü. İyi de oldu.

Sinik ve sindirilmiş olarak yaşayan, büyüyen, gelişen toplumlar da ele geçen “Güç”, kontrolü zor, otoriterleşen bir yapı için müsait ortamlar hazırlayabiliyor, bunun örneklerini de içinde yaşadığımız coğrafya da görmemiz mümkün.

 Otoriterleşen ve kontrolden çıkan gücün sağladığı bu durum, doğru bir süreci başlatmasa da, toplum kendi içinde zamanla eritecektir gidişatı. Zira Küresel dönüşüm buna izin vermiyor.

 Dünya da Neo-liberal politikalar ile “Bireyi” ön plana çıkaran ve toplumu geriye iten mantıkla şekillenen yapı, özerklik ve özgürlük duyguları ile değişimin dinamosu olup, otoriter yönetimlerin karşısında cesurca mücadele edecek bir aksiyoner gücü de kendi içinden çıkartıyor.

Dünya da yaşanan değişim, toplumları buna zorluyor. Zaten değişim karşısında direnmek te mümkün olmuyor.

Gençlik, özellikle henüz kapitalist gelişimini tam sağlayamamış toplumların gençliği, network ağları ile donanmış bir iletişim dünyasında, çok hızlı örgütlenip, sosyal medya kanalıyla sosyal reaksiyonların öznesi olabiliyorlar.

İşin uzmanlarınca hazırlanan, klişeleri belirlenmiş, planlı paketlenmiş halkla ilişkiler projeleriyle,  bu tip gençliğin dümenini istedikleri yöne döndürmekte çok kolay oluyor.

 Dolayısıyla otoriter yönetimlerin mevcut sistem içinde uzun soluklu politika üretmesi zorlaşıyor.

Bu süreci yaşamış ve atlatmış gelişmiş ülkelerin yaşadıklarına baktığınız da, içinde bulunduğunuz ortamın, sizler için neler hazırladığını ve sonucun nasıl gelişeceğini aşağı yukarı görmeniz mümkün iken, sanki her şeyi yeni keşfediyor gibi durmak sadece zaman kaybettiriyor.

Gençliğin “Başörtüsü” ile muhafazakâr r görüntüsü altında, daracık,   bacaklarını saran “blucin” ile özgürlüğüne sahip çıkma ikilemini, onlara dayatılan kitle kültürü ile “Özerkleşen” kimliğinde, otoriteye boyun eğmediğini görüyoruz.

Her şey o kadar hızlı gelişiyor ki değişimin farkına varmak zorlaşıyor. Takip etmek te mümkün olmuyor? Değişiyoruz.

Z kuşağı diye ifade edilen genç nesil için tanımlanan çerçeve, kuralsız yaşamaya yatkın, özgürlüğüne düşkün, aklı önceleyen, spiritüel ve pozitivist bir portre sunuyor

Değişen demografi artık siyasetin yalancı ve hamaset dolu nutuklarını kulağasmıyor diyelim.

Yani ciddiye almıyor!

Görmüyor musunuz?

Neler Söylendi?
sanalbasin.com üyesidir