AK Parti 2002 yılında iktidar olduğundan bu yana seçimi kazanabilmek amacıyla bir çok hamle yaptı.İlk olarak hepimizin de bildiği üzere devletin içerisinde bir şekilde sızarak bütün kurumlarda belirli oranda örgütlenen o zaman ki adıyla ‘’HİZMET HAREKETİ’’ diye adlandırdıkları bugünkü adıyla feto terör örgütüyle yol yürüdüler.Bu yolculuk esnasında 2010 yılında yapılan referandum ile birlikte yol arkadaşlığı en üst seviyeye çıkarak yargıdaki yapılanmayı büyük oranda bu yapıya teslim ettiler.Ne var ki bu ortaklık fetullahçı örgüt.Devleti ele geçirmek amacıyla 7 şubat 2012 yılındaki mit krizi eylemiyle bozulmaya,17/25 aralık 2013 operasyonlarıyla da en üst seviyeye çıktı. Ak parti genel başkanının deyimiyle aynı menzile yol alan bu iki hareketin yol arkadaşlığı 15 TEMMUZ 2016 hain darbe girişimiyle son buldu.
Bu süreçten ders almayan iktidar, maalesef seçim kazanmak amacıyla kendine yeni bir yol arkadaşı buldu . Bu yol arkadaşı o gün ki adıyla HDP şimdi ki DEM partisiyle Kürt açılımını başlatarak iktidar için yeni bir hamle yaptı.Yapılan bu açılım maalesef ne halkın, ne de meclisin onayı ne de yasal bir çerçevede olmadan devletin mahkemesini HABUR’A, devletin vapuruyla İMRALIY’A bugün terörist dedikleri Pervin Buldan’ı KANDİLE, yollayarak bütün devlet teamüllerini hiçe sayarak yaptılar.Yapılan bu yanlışlıklar Türk milleti nezdin de kabul görmedi ancak bu süreçte içeriye sızan teröristlerle yapılan hendek savaşlarında onlarca şehit vermemize mal olarak neticelendi.
Bu başarısız sürecin sonunda MHP ile birlikte 2017 Anayasa referandumuyla yönetimi ele aldı. Bu Tek adam sistemiyle devleti yöneterek her şeyi yele alacağını düşünen iktidar 11 büyükşehri muhalefete 2019 yılında teslim edince beklenen olmadı.Hesaplar terse döndü ve özellikle HDP ‘nin elinde bulunan bir çok belediyeye farklı gerekçeler göstererek KAYYIM atadı.Yaklaşmakta olan yerel seçimlerin de eski açılım arkadaşlarının muhalefetin yanında olma ihtimalini gördü.
Terörist diye her defasında adlandırdıkları HDP ‘nin içeride tutuklu bulunan eski eş başkanını özel uçakla 4 saatliğine annesinin yanına getirmesi jesti ,DEM partisinin İstanbul Büyükşehir seçimi kazanamayacağı ortada iken aday çıkartması, ikinci bir açılım sürecinin gayri resmi olarak şimdiden başladığını ,eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi de kazanılırsa seçimlerden sonra Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması ve DEM belediyelerine KAYYIM atanmayacağı sözünün verildiğini düşünmeden edemiyor insan.