GAZETECİ TETİKÇİLİK YAPAR MI?

Hakan SEZERER

28-07-2023 17:45

24 Temmuz Basın Bayramı günü önemine binanen, Noktasına virgülüne dokunmadan her satırına imzamı atarak üstad Erol Kahya'nın köşe yazısını paylaşmak istedim. 

Bu yazımın başında hemen şunu söylemek isterim ki, bu yazımla hiçbir kişi ve şahıs hedef alınmamaktadır.

Ancak son dönemlerde sokakta ve bir yerlerde oturduğumuzda bazı dostlarımız sanki gazeteciliğin bir şantaj mesleği gibi algılanması beni son derece rahatsız etmiştir.

Dolayısı ile gazetecilik nedir ne değildir bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gazeteci şantajcı değil, kamu yararına olan konularda devletin ve şahısların yanında olan bir kişidir. İnsanlar suç işlemeye her zaman müsaittir. Biz bu suçları şantaj malzemesi olarak kullanamayız.

Ülkede devlet, kanun ve emniyet gücü var, biz kendimizi bunların yerine koyamayız.
Avukat, Doktor, Öğretmen, mühendis ve benzeri meslekler için okul okumanız gerekir.

Ama maalesef iki meslek için günümüzde okur yazar olmanız yeterli.

Müteahhitlik ve Gazetecilik. İlginç değil mi?
Avukat, Doktor, öğretmen gibi meslek sahipleri, iki köşe yazısı yazsa bunlara gazeteci diyebilirmiyiz?

Eğitim almamış veya mutfakta yetişmemiş birisi maalesef günümüzde gazeteci ve itibar sahibi.

O zaman ne oluyor, gazeteciler şantajcı ve menfaatçi.
Gazeteci hem ifade özgürlüğünü hem basın özgürlüğünü birlikte savunur.

Gazeteciler basın özgürlüğü ilkesinden asla taviz vermez.

Bunun ifade özgürlüğünün sigortası olduğunu unutmaz.

Unutursa ona gazeteci denilemez.
Bir gazeteciye gazeteci demek için öncelikle tüm insanların ifade özgürlüğünü ve özelde de basın özgürlüğünü savunmak zorundadır.

Gazeteci bir başka gazetecinin söyledikleri ve yazdıkları arasında suç unsuru aramaz.

Ararsa ona gazeteci denmez. Gazeteci ırkçılık, nefret söylemi, ayrımcılık, savaş ve şiddete çağrı içeren görüşleri yazamaz, savunamaz.

Bunların karşısında olmayana da gazeteci denmez.
Gazeteci devletin aleyhinde veya karşısında olamaz.

Gazeteciler her zaman “önce kamu çıkarı, sonra kurumun çıkarı, en son da kendi çıkarı” yaklaşımı içerisinde olmalıdır.

Haber yazılırken sorulacak ilk soru “kamu yararı var mı?” sorusudur. Bu sorunun yanıtı haber değerini belirler.
Bir gazeteci haber ya da yazı yazarken kamunun çıkarı dışında kişisel çıkarını ya da özel bir grubun, kişinin, kuruluşun çıkarını gözetmek durumunda kalırsa “çıkar çatışması” doğar.

O nedenle gazetecinin kamu çıkarından başka hiçbir çıkarı gözetecek konumda olmaması gerekir.
Maalesef Türkiye medyasında çıkar çatışmasının önlenmesine gerekli özen gösterilmiyor.

Çıkar çatışması yaratan ya da yaratacak olan birçok ikili pozisyon olağan kabul ediliyor.

Bu durumlar herkesin gözü önünde sürüp gidiyor. Gazeteciliğin itibar erozyonunun nedenlerinden biri de bu.
Daha iyi anlaşılması için diyelim ki bir gazeteci veya bir yazar panel, sunum, söyleşi gibi etkinliklere ücret karşılığı gidiyor.

Gittiği söyleşileri haberleştirirse çıkar çatışmasından söz edilebilir.

Zira maddi çıkar sağladığı için o kişi ya da şirketi öne çıkardığı anlaşılır.
Gazeteci polis değildir, bir başka gazetecinin yazdıkları ve söyledikleri kelimelerin arasında suç unsuru aramaz.

Onu eleştirebilir ama hakaret ve özel hayatına ilişmeden.

Gazeteci para karşılığ yazı yazamaz, bir suç işleyene şantaj yaparak menfaat temin edemez.

Ederse işte o şantajcıdır.
Gazeteci savcı değildir, bir başka gazeteciye söylediklerinden ve yazdıklarından dolayı suçlamada bulunmaz.

Bulunursa ona gazeteci değil tetikçi denir.
Gazeteci hakim değildir, bir başka gazeteciyi söyledikleri ve yazdıkları nedeniyle mahkum edemez.

Gazeteci, siyasetçilerin, polislerin, savcıların, istihbaratçıların, cemaatlerin, iş dünyasının, futbol kulüplerinin, örgütlerin, lobilerin sözcülüğünü ve propagandasını yapmaz, yapamaz.

Gazeteci siyasetçinin hedef aldığı meslektaşına saldırmaktan özellikle sakınmalıdır.
Gazeteci, meslektaşını yok etmek için polis, savcı, siyasetçi adına “tetikçilik” yapamaz ve yapmamalıdır.

Peki yaparsa ne mi olur? O zaman tetikçi olur, zengin olur, ünlü olur ve hatta üst rütbede bir yere gelir ama asla gazeteci olamaz tetikçi olur.
Yazımdan eğer alınan olursa, mutlaka ortalıkta bu meslekle ilgisi olmayan kişilerdir.

Ama ortalıkta çoğalarak ben gazeteciyim diye gezenler varsa onlara bu yazımın bir yararı olur diye düşünüyorum.

Kalemine Sağlık Üstad; Erdoğan KAYA ( Alıntı)

 

DİĞER YAZILARI EN KALBİ DUYGULARIMLA TEŞEKKÜR EDERİM 01-01-1970 03:00 “Büyüdükçe küçülmesini bileceksin” 01-01-1970 03:00 Gönlümüz alçakta, yüreğimiz yüksekte olsun yeter. 01-01-1970 03:00 Neydi Vefa?... 01-01-1970 03:00 Hakikat satan pazarda tezgah açılmaz. 01-01-1970 03:00 Senin Derdin Ne Diyenlere!... 01-01-1970 03:00 KALİTELİ İNSAN NEDEN GENELLİKLE YALNIZDIR? 01-01-1970 03:00 İşi Erbabına Veriniz 01-01-1970 03:00 Bir göz kırpımı dünya için değermi?... 01-01-1970 03:00 Gazeteci toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutandır. 01-01-1970 03:00 Eskiden... 01-01-1970 03:00 BİZ İNSANIZ 01-01-1970 03:00 Seçime 5 Gün Kala, Sivas’ta Seçimin Baş Aktörü “İLBEYLİLER” 01-01-1970 03:00 “işi ehline veriniz” 01-01-1970 03:00 MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL 01-01-1970 03:00 Siyasi değil Sivas'lı vekil beklentileri devam ediyor. 01-01-1970 03:00 Bunca bedeli ödedikten sonra artık ders alalım 01-01-1970 03:00 Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. 01-01-1970 03:00 Sesimizi Duyan Var mı?... 01-01-1970 03:00 Vekillik... Adaylık 01-01-1970 03:00 Hak Edene Hakkını Vermeli... 01-01-1970 03:00 Hattı zatında tehlikelidir! 01-01-1970 03:00 Bunlardan heva adamı çıkar, ama dava adamı çıkmaz. 01-01-1970 03:00 SİZE TOKİDEN EV ALACAM 01-01-1970 03:00 İĞNELİYORUM... 01-01-1970 03:00 OLMAZSA OLMAZ ÇOCUKLUK RİTÜELLERMİZ 01-01-1970 03:00 Osman abimle (Osman SEÇİLMİŞ) ile bir anektod... 01-01-1970 03:00 Emaneti ehline vermek… 01-01-1970 03:00 HERKES İŞİNİ LİYAKATLE YAPSA İDİ BİZDE BU HALDE OLURMUYDUK?... 01-01-1970 03:00 TÜRK budununu koru 01-01-1970 03:00 Bayramınız sevgi ve saygıyla geçsin inşallah. 01-01-1970 03:00 EN PAHALI ŞEYLER PARAYLA SATIN ALINMAYANLARDIR. 01-01-1970 03:00 VİRAN OLUP GÖNÜL KIRMAYA DEĞER Mİ? 01-01-1970 03:00 Dileğimdir… 01-01-1970 03:00 MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL 01-01-1970 03:00 ÜRETEN DEĞİL TÜKETEN TOPLUM OLDUK!… 01-01-1970 03:00 USTA... 01-01-1970 03:00 Herşey Değişti... 01-01-1970 03:00 RAHMETLE… 01-01-1970 03:00 DEĞERLERİMİZE KATKI SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ. 01-01-1970 03:00 BİR DURUŞU OLMALI İNSANIN! 01-01-1970 03:00 'Gazetecilik cesaret işidir!' 01-01-1970 03:00 Bukalemun Kostümlü Madrabazlar 01-01-1970 03:00 HAK EDENE HAK ETTİĞİNİ VERECEKSİN 01-01-1970 03:00 Huzur ve kolaylıkla dünyayla vedalaşmak...” 01-01-1970 03:00 BİR GENÇ BABASINA SORUYOR...! 01-01-1970 03:00 “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” 01-01-1970 03:00 ÖZLÜYORUZ SENİ KOCA REİS... 01-01-1970 03:00 TASI TARAĞI TOPLAYIP GİTSEK BURALARDAN 01-01-1970 03:00 MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK NE YAPTI...? 01-01-1970 03:00 SİL GİTSİN...! 01-01-1970 03:00 “Hangi yüzle geldiniz buraya...‼️ 01-01-1970 03:00 BU FANİ DÜNYA İÇİN NEYİN MÜCADELESİ BU ?... 01-01-1970 03:00 “Büyüdükçe küçülmesini bileceksin” 01-01-1970 03:00 BİZ BÖYLE ÇÜRÜDÜK... 01-01-1970 03:00 ESNAF EKONOMİNİN OMURGASIDIR. 01-01-1970 03:00 KOLTUK SEVDASI... 01-01-1970 03:00 “BIR TORBA TOZ ŞEKER!..” 01-01-1970 03:00 MAKAM VE MEVKİLERİNE GÜVENENLERE!.. 01-01-1970 03:00 AHDE VEFA İMANDANDIR!.. 01-01-1970 03:00 Uzaktan Eğitim 01-01-1970 03:00