En Büyük Türk Devleti Cennette Kuruldu

Türklerin tarih boyunca kurduğu devletler hepimizin hafızasında gururla yer eder. Göktürkler, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayetinde Cumhuriyet… Her biri kendi döneminde bir medeniyet taşıyıcısı olmuş, çağını aşan izler bırakmıştır. Ancak bir hakikat var ki, o ne tarih kitaplarında yazılıdır ne de müzelerde sergilenir: En büyük Türk devleti, cennette kuruldu.

Bu söz ilk duyulduğunda mecaz gibi gelebilir. Oysa ardında derin bir anlam yatar. Çünkü bir devlet yalnızca toprakla değil, imanla, fedakârlıkla ve inançla ayakta durur. Anadolu’nun dört bir yanında toprağa düşmüş nice şehit, kurduğu manevi devletin vatandaşıdır. Her biri, hilalin gölgesinde canını feda etmiş, Allah katında en yüce makamla ödüllendirilmiştir.

Bugün bizler burada, vatanımızda hür yaşıyorsak, bu özgürlüğün bedelini ödeyenlerin kurduğu o “cennet devletine” borçluyuz. Çünkü onların şehadeti, sadece bu dünyada değil, ahirette de bir milletin bekasını temsil eder.

Modern çağın telaşında, günlük sorunların arasında çoğu zaman unuturuz: Devlet dediğimiz şey sadece sınırlarla çizilen bir harita değildir. O, kalpteki imanla, dildeki dua ile ve gerektiğinde can verme iradesiyle kuruludur. İşte bu yüzden, en büyük Türk devleti cennettedir; çünkü şehitlerin devleti zamansız, sınırsız ve ebedidir.

Bugün köşe yazımı şu cümleyle bitirmek isterim: Bizim görevimiz, bu dünyadaki devletimizi güçlendirirken, cennette kurulmuş olan o büyük devletin şerefine layık olmaktır.

Saygılarımla