KAR TATİLİ KARA TATİL OLDU - Murat SULAKCI
Günlerdir olup bitenlere bir vatandaş olarak baktığımızda gerçekten millet olarak acınası bir halimiz var .Neden? derseniz yaşanan acı bir olay varken ortada bir kendini aklama üzerindeki suçu başkasına atma telaşı bir yandan, diğer yandan ise bir umursamazlık içinde sessiz kalıp ahlaken müdahil olmama. İşte bu tablo ülkemizdeki siyasi iklimi gayet net bir şekilde yansıtıyor. Ancak […]
Günlerdir olup bitenlere bir vatandaş olarak baktığımızda gerçekten millet olarak acınası bir halimiz var .Neden? derseniz yaşanan acı bir olay varken ortada bir kendini aklama üzerindeki suçu başkasına atma telaşı bir yandan, diğer yandan ise bir umursamazlık içinde sessiz kalıp ahlaken müdahil olmama. İşte bu tablo ülkemizdeki siyasi iklimi gayet net bir şekilde yansıtıyor. Ancak burada en önemli olan şey ise halkın bu meseleye siyasiler gibi bakması, tepki vereceği yerde bir tarafı tutup meseleye siyasiler gibi bakarak yitip giden onca canı hiçe saymaktadır.
Peki biz bu hale nasıl geldik, niye artık acılarımız bile ortak olmuyor , en kötüsü acılar üzerinden siyaset yapıyoruz. Gelişmiş ülkelere biraz göz attığımızda demokrasisi yerleşmiş ,çevreye ve insana duyarlı toplumları görürüz. Bizde ise halen bir halen devletin yapısı ve ona karşı öteden beri oluşan bir güruhun demokrasi yoluyla iktidar olmasıyla birlikte ağır aksak ta olsa işleyen kamu kurumlarının içini boşaltıp her şeyi kendi çıkarına göre ve ideolojik yapısına uygun hale getirmeye çalışmasının sonuçlarını üzülerek yaşıyoruz. Bu kavgalar olurken ülkede sayısız iş cinayetleri oluyor ve bir sıradanlık haline gelmiş olaylarmış gibi bakılıyor oysaki her can bir hayat her hayat bir sayı olmadığını insan canı olduğunu belirtmek ve yitirdiğimiz canlara birkaç somut örnek vermek istiyorum;
Soma maden faciasında 301 madenci ,Amasra’da 43 madenci ,Erzincan İliç te 9 madenci hayatını kaybetti. Ancak gözaltına alınan ve cezai müeyyide alan genelde alt tabakadaki kişiler. Buradan da anlaşılıyor ki ülkeyi yönetenler bir şekilde bu işte sıyrılıyor ama ölenler öldüğüyle kalıyor .Medyadaki satılmış kalemler ise tabiri caiz ise dini yıkıyor meseleyi ters yüz ederek onlarca masum insanın ölmesinde büyük kurusu bulunan üst düzey inşaların kusurlarını örtmek için canhıraş savaşıyorlar.
Bu satılmış kalemler çöken maden de, yanan otelde ,taşan selde, meydana gelen depremde inşallah hiç kimseye olmaz ama kendi çocukları, eşi annesi babasını kaybettiğinde de bu şekilde savunabilecekler mi? Gerçekten merak ediyorum ve bu soruyu hangi siyasi partiye mensup olursanız olun ,herkesin kendine sorması ve ona göre davranıp önce ahlak diyerek bu konulara yaklaşması gerekmektedir. Bütün bunların ışığında Bolu’da meydana acı olayda 78 hayat yitip gitti umarım son olur . Olayda ihmali olanlar cezasını alır temennisinde bulunmak istiyorum fakat bu sisteme hiçbir inancım kalmadı.
Nedenine gelince Parlamento’nun bu kadar etkisiz ve milletvekillerinin bu kadar değersiz olduğu bir döneme hayatım boyunca rastlamadım. Yaşanan bu olayda bu yeni tek adamlık rejiminin birçok yetkileri yerel yönetimlerden alarak kendi uhdesinde toplaması ,bakanın kendi firmasıyla ihaleye girerek kendi bakanlığını kazıklaması, başka bir bakanın kendi çalıştırdığı danışmanını bakanlıktaki teşvik işlerinde yetkili kılarak kendi otellerine öncelik vermesi , denetimi de kişiye göre yapılması yüzünden oluşan çıkarlar sisteminin neticesinde bu acı olaylardan bir tanesi de otel yangını olarak karşımıza çıkmıştır.
Sonuç olarak bu çağ dışı yönetiminin yüzünden hiçbir şeyden haberi olmayan kişilerin , kar tatili maalesef kara tatile döndü.