MAAŞLI  YOKSULLAR  ÜLKESİ, TÜRKİYE !!! - Murat SULAKÇI

  İnsanlar, yaşamlarını idame ettirmek amacıyla kendi özel işleri olmadığı zaman bazen özel sektörde bazen devlet kurumlarında işçi ya da memur olarak belli bir ücret karşılığında çalışmaktadır. Bu ücretin hem çalışırken hem de emekli olduktan sonra belli bir geçim değeri olması çok önem arz eder. Ülkemizde bu durum özellikle son yıllarda sürekli olarak çalışan ve […]

03 Ara 2024 - 08:11 YAYINLANMA

  İnsanlar, yaşamlarını idame ettirmek amacıyla kendi özel işleri olmadığı zaman bazen özel sektörde bazen devlet kurumlarında işçi ya da memur olarak belli bir ücret karşılığında çalışmaktadır. Bu ücretin hem çalışırken hem de emekli olduktan sonra belli bir geçim değeri olması çok önem arz eder. Ülkemizde bu durum özellikle son yıllarda sürekli olarak çalışan ve emekli kesim üzerinde maalesef olumsuz yönde gelişmektedir.

  Oysa ki mevcut iktidar yıllardır ekonomik refahın arttığını ve çalışanı enflasyona ezdirmediğini sürekli olarak dile getirmektedir. Bunu ister altın , ister döviz, isterse en çok kullanılan mazot üzerinden hesap edip yıllara dönük bir karşılaştırma yaparsak durumun hiçte öyle olmadığını  olmadığını görmüş oluruz. Bu söylediklerimize birkaç örnek verecek olursak; Emekli maaşı 2002 yılında ortalama 226 tl iken, çeyrek altın 32 tl idi. Yani yaklaşık olarak 7 adet altın alınmakta idi .Bugün ile kıyasladığımızda ise yaklaşık olarak 33-35 bin tl  düzeyinde olması anlamına  gelmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, ancak asıl olan 2008 yılından sonra emekli maaşı katsayısının 2008 yılında yasa ile düşürülerek 25 yıl için % 50 düzeyine getirilmiş olması en önemli etkendir. Bu olumsuzluklara ilave olarak  yeni üretim alanları açmak yerine sürekli ithalat politikasının olması ,belli sermaye guruplarına sonsuz kaynakların verilmesi, üretim ekonomisi yerine ithalatçı bir ekonomik model tercih edilmiştir.

  Bu benimsenen politikalar nedeniyle artan enflasyon özellikle çalışan ve emekli açısından önemli kayıplara yol açmış, verilen zamlar maalesef daha yıl sonuna varmadan eriyip gitmiştir. Bu süreci hem giderek artan asgari ücretli sayısını  biraz açacak olursak .Gelişen ekonomilerde asgari ücret ; yeni işe başlayan insanlar için belirli bir süre dahilinde olan asgari geçim ücretidir. Bizde ise  sürekli enflasyonun altında kalması  ve  çalışma hayatında bu  oranının % 40 düzeyinde olmasını  da diğer gelişmiş ülkelerin ikisiyle bile karşılaştırdığımızda da ,  Almanya da %6,Hollanda da % 3 düzeyinde olması ne demek istediğimizi ortaya koymaktadır.

 Yukarıdaki tablonun daha uzun bir süre devam edeceğini maalesef hem geçmiş tecrübeler hem de sürekli revize edilen ve hiç biz zaman tutmayan hedefleri görünce yine kötü ekonomik  tedbirler alınarak sürekli çalışan ve dar gelirlinin sırtına yeni vergiler vurulacaktır. Bununla birlikte alım gücünün günden güne düşeceğini, alınan maaşların açlık ve yoksulluk sınırının altında kalarak  daha kötü günlere doğru yelken açacağımızı üzülerek görmekteyim.

 Bizlere tabir yerinde ise ASR-I SAADETİ  vadedip, bizleri ASR-I SEFALETE  sürükleyen bu iktidarın övünerek yaratığı eser maalesef  MAAŞLI YOKSULLAR ÜLKESİNDEN başka bir şey değildir.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: