MAÇA PAPAZLARI
"İki Yüzlülüğün Anatomisi"
Adam satmak maharet ister.
Herkes beceremez. Önce insanların güvenini kazanacaksın. Öyle bir güven ki; seni tanıyan herkes, arkanızdan söylenen hiçbir kötü söze inanmayacak. "Yok ya, o öyle biri değil." dedirteceksin. Ama perde arkasında işler başka…
Dürüst görünmeyi bir sanat haline getirip aslında her hareketini hesap kitapla yönlendiren bu “maça papazları”, yol arkadaşlarını yarı yolda bırakma konusunda uzmandır.
Gözünün içine baka baka dost gibi görünür, sırtını döndüğün an hançerlemekte tereddüt etmezler. Dün el üstünde tuttuklarını bugün gözünü kırpmadan düşman ilan edebilirler. Zira onların dostluğu da düşmanlığı da kendi menfaatleri kadardır.
İnandıkları yoktur ama inananları iyi tanırlar. Dini, imanı dilinden düşürmezler; çünkü o kavramlarla insanların zihnine nüfuz edebileceklerini iyi bilirler. Yalancılığın profesyonel seviyesine ulaşmışlardır. Bugün “beyaz” dediklerine, yarın “siyah” diyebilir, sonra da pişkince “kandırıldık” türküsüne başlarlar.
Mesele sadece para da değildir. Güç, iktidar, mevki... Gözleri dönmüş bir galibiyet hırsı içinde, kim olursa olsun önlerine geleni harcayabilirler. Üstelik bunu yaparken yüzlerinde bir suçluluk gölgesi bile oluşmaz. Zira onlar hep haklıdır. Herkes yanlıştır, herkes onları çekememektedir.
Her tartışmada kendilerini mağdur göstermeyi iyi bilirler.
“Ezilenin yanındayım” diye sahneye çıkar, ama perde kapanınca yine ezenin safındadırlar. Hatta çoğu zaman bizzat ezen olurlar.
Kendi zulmünü "hakkını aramak" diye pazarlayan, kendi çıkarını "hizmet ve fedakarlık" diye süsleyen bu karakterler, toplumun en tehlikeli tiplerindendir.
Onlar; hayatın içindeki maça papazlarıdır. Güçlü kart sanırsın, ama desteyi bozarlar.
İkilik çıkarırlar, oyun bozarlar.
Ve ne yazık ki bu papazlar, sadece iskambilde değil, hayatın tam ortasında dolaşır...
Ey Muhteremler, Dik durun, olduğunuz gibi görünün.
Üç günlük dünyada nefsi menfaatleriniz için dostlarınızı satmayın.
Doğruya yanlış demeyin. Haksıza haklı demeyin. Şerefinizi ve onurunuzu asla çiğnetmeyin.
Kraldan çok kralcı olmayın...