Dürüstlüğün Altın Değerinden Pul Değerine Düşüşü
Dürüstlük bir altın idi pul oldu,
Türlü türlü bedenlere çul oldu,
İnançın yolu keseden geçeli,
Kimi pula ,kimi kula kul oldu .
Dörtlüğü bugün ki yazımızın ana fikri oldu ,iyi okumalar diliyorum.
Tarih boyunca insanlığın en temel erdemlerinden biri dürüstlük olmuştur. Dürüst kişi güvenilir, sözüne sadık ve emanete riayet eden kişi olarak tanımlanır. Toplumun huzuru, bireyler arasındaki güven duygusu ve ortak yaşamın istikrarı bu ilkeye dayanır. Ancak çağımızda bu değer, çoğu kez ihmal edilmiş, hatta kimi zaman küçümsenmiştir. “Dürüstlük bir altın idi pul oldu” dizesi, bu dönüşümün derinliğini çarpıcı bir şekilde ifade etmektedir.
1. Değerlerin Maddiyatla Ölçülmesi
Modern hayatın hızla değişen koşulları, bireyleri çoğu zaman maddi kazanç ve menfaat peşinde koşmaya yönlendirmektedir. Eskiden onur ve erdem ölçütü olan doğruluk, günümüzde çoğu kez “kazanmak” veya “kaybetmek” denklemine indirgenmiştir. İnsanlar, çıkarlarına ters düştüğü anda dürüstlüğü göz ardı edebilmektedir. Böylece altın değerinde olan bir erdem, pul değerinde algılanmaya başlamaktadır.
2. İnancın Yolunun Cebinden Geçmesi
Mısralarda geçen “İnancın yolu keseden geçeli” ifadesi, inanç ve maneviyatın dahi dünyevî menfaatlere alet edilişine işaret eder. Oysa hakiki inanç, samimiyet ve teslimiyet ister. Ancak bireylerin ve toplumların maddî çıkarlarla ölçülen bir dindarlık sergilemesi, dini hayatın özünü zedelemekte, manevi yolculuğu göstermelik bir hale getirmektedir.
3. Kula Kulluk Etmek
“Kimisi pula, kimisi kula kul oldu” dizesi ise insanın yaratılıştaki en büyük zaafına temas eder: özgürlüğünü ve iradesini kaybederek menfaate ya da güçlü kişilere boyun eğmek. Oysa insan, yalnızca Yaradan’a kul olmakla yücelir. Kula kul olmak ise insanı değerlerinden uzaklaştırır ve onu kendi çıkarlarının mahkûmu haline getirir.
Toplumsal yozlaşmaya karşı en büyük ilaç, yeniden dürüstlüğü ve samimiyeti hayatın merkezine koymaktır. Dürüstlüğün kaybolduğu bir toplumda ne adalet kalır, ne de güven. Bu sebeple hem birey hem toplum düzeyinde şu ilkeleri hatırlamak gerekir:
• Doğruluk menfaatle değil, vicdanla ölçülmelidir.
• İnanç, gösteriş ve maddiyatla değil, samimiyet ve teslimiyetle yaşanmalıdır.
• Kulluk, yalnızca Allah’a yapılmalı; hiçbir çıkar, makam veya kişi insanın iradesini esir almamalıdır.
Sonuç olarak;
Dürüstlüğün altın değerinden pul değerine düşmesi, sadece bireylerin değil, toplumların da çöküş sebebidir. Oysa dürüstlüğe sarılan, inancını menfaatten uzak yaşayan ve kula değil yalnızca Allah’a kul olan bir toplum, yeniden dirilişin kapılarını aralayacaktır.
Saygılarımla.