Niyet ile Nasip Arasındaki İnce Çizgi
İnsan bazen tüm kalbiyle ister…
Duasını eder, planlarını kurar, sabahları umutla uyanır. “Yeter ki isteyeyim,” der. Ama hayat, sadece bizim niyetlerimiz kadar düz bir yolda yürümez. Çünkü insan, niyet ile nasip arasında ince, bazen görünmez bir çizgide yürür.
Niyet bizimdir; elimizdedir, kalbimizdedir. O, içimizde yeşeren bir dilektir.
Ama nasip, gökyüzündedir; Allah’ın takdirinde, “ol” demesinde saklıdır.
Bazen en çok istediğimiz şey olmaz, bazen en korktuğumuz şey başımıza gelir.
Ve o zaman anlarız ki; nasip bazen kayıpta, bazen gecikmede, bazen de sessizlikte gizlidir.
Bugün dünya hızla dönüyor. Herkes hemen olsun, hemen gelsin istiyor.
Sosyal medya bize “herkesin her şeye sahip olduğu” izlenimini verirken, biz eksikliğimizi daha fazla hissediyoruz.
Ama bil ki, Allah hiçbir niyeti boşa çıkarmaz.
Eğer kalbin temizse, gayretin samimiyse, senin için olan nasip, seni bulur.
Belki gecikir; çünkü bazen gecikmek, hazırlanmaktır.
Belki değişir; çünkü Allah, dualarımızı bazen koruma niyetiyle değiştirir.
Kur’an’da buyurulur:
“Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlıdır;
ve olur ki, sevdiğiniz bir şey hakkınızda şerdir.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 216)
İşte bu ayet, niyet ile nasip arasındaki o ince çizginin en güzel tarifidir.
Biz niyet ederiz, Allah nasip eder.
Biz plan yaparız, O takdir eder.
Biz sabrederiz, O en güzel zamanda lütfeder.
Bugün kalbin kırık, yolların kapalı olabilir.
Ama unutma: Bazen kapanan kapılar, seni yanlış yoldan koruyan rahmettir.
Bazen “olmuyor” dediğin an, senin için “olacak” olgunluğunun başladığı andır.
Niyetin halis, kalbin emin, tevekkülün tam olsun.
Çünkü nasip, temiz niyetlerin en güzel mükâfatıdır.
Ve unutma:
“Kalbinin yönünü Allah’a çeviren, asla kaybolmaz.”
Saygılarımla.