DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
İsmail YILDIRIM
İsmail YILDIRIM
Giriş Tarihi : 15-12-2023 11:38

SOSYAL MEDYA VE TELEVİZYONLARDAKİ KİRLİLİK

Son zamanlarda gündemde olan bazı sosyal medya paylaşımlarının aile yapısına, toplum birliğine, ahlaka, namusa, dine, mezhebe örf ve ananelerimize uymayan sapkınlıkların boy gösterdiğini biliyoruz. Bazı çevreler Tik Tok uygulaması ile ilgili yayınları uygun bulmadığı için sesini yükseltirken hükümette bu konuya duyarlılık göstermeye başladı.  ‘’Tik tok markası, Çin merkezli olan ByteDance firması tarafından oluşturulan bir sosyal medya uygulamasıdır.’’ Paylaşımlarında diğer sosyal medya uygulamalarıyla benzer içerikler barındırmakla birlikte daha fazla aşırılıkların yayınlanmasına müsaade etmektedir. Bu ve benzeri firmalar global oldukları için dünya geneline yayılmış ülkemizde de oldukça fazla takipçi ve paylaşımcı tarafından kullanılmaktadır. Toplumda akıllı telefon kullanmayan sosyal medyayı takip etmeyen kimse kalmadı gibi. Yediden yetmişe her yaş gurubu öyle ya da böyle sosyal medyayı takip ediyor. Artık şöhret yapmak, tanınmak, para kazanmak, zaman geçirmek, dedikodu takip etmek, en yakınımızdan en uzağa kim ne yemiş, kiminle nereye gitmiş, hangi kıyafeti giymiş gibi bir sürü lüzumlu lüzumsuz işler, kişiler takip edilir olmuştur.

                Çok olmadı aslında 45 yıl önceki yıllara gittiğimizde radyo vardı, televizyon yeni yaygın olmaya başlamış yayınlar siyah beyaz ve günlük akşam saatlerinde birkaç saat yayın yapılmaktaydı ve sadece TRT tek kanaldan yayın yapardı. TRT bir devlet kanalıydı ve yine yayın hayatına devam ediyor.  Alışılagelmiş radyodan ajans dinleme şekli görüntülü hale gelmişti. Her ailede her evde televizyon yoktu akşam olunca televizyon olan ailelere misafirliğe gidilir, haberlerden sonra haftalık yayınlanan diziler, spor müsabakaları çay ve sessizlik eşliğinde izlenirdi. O günlerde çocuk olsak da büyüklerimiz televizyonların sohbeti engellediği konusunda hemfikirlerdi. 80’li yılların ortalarına doğru renkli televizyonlar yayılmaya başladı o da yetmedi Türkiye'nin ilk özel televizyon kanalı olan Star TV kuruldu. Star Tv’nin patronları ise Cem Uzan, babası Kemal Uzan ve Turgut Özal'ın büyük oğlu Ahmet Özal idi.

90’lı yıllarda özel televizyonların sayısı hızla arttı. Her şey iyi ve güzeldi belki çoğu kesim için ancak büyük bir eksiklik vardı.

O ne olabilirdi sizce?

Meselenin asıl sorusu da bu olsa gerek. İzleyiciler bu hızlı değişimi içlerine tam sindirememişken özenti programları pompalanmaya başlamıştı. Yabancı diziler furyasında izlenme rekoru Dallas adlı dizi ile petrol zengini bir Amerikan ailesi evlerimize girmişti bile. Televizyonlarda Acun Firarda, Televole gibi programları izleyenler dünya insanlarının hep öyle yaşadığını düşünmeye başlamışlardı. Çünkü herkes mutlu, yiyor, içiyor, geziyor ve eğleniyordu. Televizyonlar tek taraflı çalışıyor sadece veriyor ya da yüklüyordu. Üretmeden tüketim toplumu olmamız için bilinçaltına sürekli mesaj gönderiliyordu.

Meselenin başka boyutu ise insanlar izlemekle yetinmek istemiyordu artık. Çağ iletişim çağı olmalıydı ve öyle de oldu. Geçmişte kitle iletişim araçları; radyo, telgraf, gazete, faks, televizyon, telefon gibi araçlarla sınırlıydı. 80’li yılların sonlarında yayılmaya başlayan bu güne baktığımızda çok ilkel ve yavaş çalışan bilgisayarlar devreye girdi. Teknoloji ilerledikçe iletişim araçlarına yenileri ekleniyordu. Bilgisayarlar hızlanıyor, uydu ve internet gibi araçlar devreye giriyordu.

                90’lı yılların ilk çeyreğinde cep telefonuyla tanışan toplumumuz teknolojiyi çok hızlı takip eder oldu. Teknolojik üretim artarken teknolojik alet ve cihazların fiyatları da aşağıya çekildi. İnternet ve sonrasında akıllı telefonların çıkmasıyla da cep telefonlarından sosyal medya takip edilir oldu.

Gelinen şu an ki durum son nokta değildir elbet. Yapay zeka adı altında makinalar bizim yerimize düşünmeye, düşündüklerini algoritmik hesaplar yaparak uygulamaya koydular bile.  Daha ne kadar nereye evrilecek bilmiyorum.

Bu kadar hızlı gelişen değişimde toplumlarda faydası kadar zararını görmekteyiz. Çağın ihtiyaçları olan iletişim, haberleşme, haber alma, haber yaymanın ötesindeyiz artık. İnsanlar akıllı telefonu yanında olmadan tuvalete gitmezken tuvalet sürelerini bile uzatmaya başladı.

Bazı anneler, yardımcılar, bakıcılar, anneanne, babaanneler evde ev işi yaparken ağlamasın bir şeyle uğraşsın diye telefon ya da tabletleri minicik çocukların ellerine veriyorlar. O minikler daha 2 yaşına gelmeden parmağını ekrana sürttüğünde kanal değiştiğini biliyor. Bizde ebeveynler olarak hayretler içinde ne kadar akıllı çocuklar diye şaşkın gözlerle övünürcesine bahsediyoruz. O küçücük beyinler programlar arasındaki reklamlara, ahlaksız görsellere ya da videolara rastlıyor oradan hafızasına kayıt yapıyor. Okul çağındaki her çocuk birçok şeyi biliyor artık. Sadece bu çocuklar neyi bilmiyor? ‘’asıl sonuç ve işin öznesi burası’’. Çocuklarımız apartman dairesindeki odası, akıllı telefon, bilgisayar, oyun konsolları, tabletler dışında ‘’dışarıda bir hayat’’ olduğunu bilmiyorlar. Sağlıklı fizik ve beyin gelişiminden bi haber, obez, içe kapalı, fast food (hazır Yiyecek) tarzı paketli gıdalarla beslenen bireyler oluveriyorlar.

                Peki ne yapmalıyız?

Nasıl düzeltilir?

Ne yaparsak, nasıl yaparsak başarabiliriz?

Teknoloji insanı ya da toplumu bozmaya devam eder mi?

Tabi ki de teknolojiyi gereği gibi kullanırsak. Biz teknolojinin esiri olmaz teknolojiyi kendimize hizmet eder hale getirirsek neden düzelmesin toplum. Örneklerle anlatmaya çalışayım.

                Hükümet ya da yürütmenin başında olanlar, kanun koyucuların bir dizi tedbir almasıyla başlayabiliriz. Hükümet bir devlet politikası oluşturursa; sosyal medyayı insana ve tabiata faydalı halde kullanabilir.

Asıl meselenin toplum yararı olduğudur. Edepsiz ve hayasızca yayın yapılmasının önüne geçilmesi için otokontrolün kurulması gerekir. İkinci planda ise global sosyal medya işletmelerinin yasal ofis ve temsilciliklerinin açılması ile ülkemiz vatandaşlarından sağladıkları gelirlerinin vergilendirilmesidir ki toplum düzeniyle çok alakalı değil, maliyenin asli görevidir.

                Sosyal medyada, bilişim, iletişim, donanım ve yazılım alanlarında insan yetiştirerek dünyadaki ileri teknolojiyle rekabet edebilir hale getirmek. Buradan kazanımlar elde ederek ülke ekonomisine kaynak temin etmek olabilir. Bu yolla kazanmak daha kolay ve masrafsız olacaktır. İnsan kaynağı ve insan aklı birlikte çok şey başarır.

                Televizyon yayınlarını da günümüzden örneklerle anlatayım. Mesela gündüz kuşağında yayınlanan programlara bir bakalım Allah aşkına. Hemen hemen hepsi aynı içerikteler. Kadın programları diye izlettirilenlere bir bakın. Durumlar içler acısı. Programlarda; cinayet, aldatma, ensest ilişki, kumar, zararlı madde bağımlılığı gibi ahlaksız terbiyesiz birkaç kişinin yaşadıklarını günlerce ekranlara taşıyorlar. Haftalarca hakaret, küfür kavga eşliğinde yayınlıyorlar. Sunucular yargı dağıtıyor elinde mikrofon ve kayıt cihazı olan personellerine hafiyelik yaptırıyorlar. Ruh hali bozuk insanları canlı yayına çıkarıyorlar. Seyredenlerde ekrana kilitleniyor. Akşam kuşağı, prime time (yoğun zaman) da dizi filmler başlıyor hemen hepsi yine entrika, aşk, meşk, kimin eli kimin cebinde belli olmayan diziler bunlar. Çok az tarih içerikli dizi var ve bunlarında birçoğu neticede kâr ve reyting amaçlı.

                Televizyon yayınlarını da düzenleme getirebiliriz. Gündüz kuşağına eğitici öğretici programlar yaptırılabilir. Kadınlara yönelik el işi, ev yemekleri, bahçe bitkileri, peyzaj işleri, saksı bitkileri, çocuk bakımı, evcil hayvan bakımı, sağlık programları, beden eğitimi, egzersizler, kültür ve sanat içerikli eğitim, üretim programları olabilir.

                Gençler için; tarih, coğrafya, matematik, fizik, kimya, bilgisayar, adap, edep, sosyalleşme, bilgi yarışmaları, toprak, tarım, ev aletleri, hırdavat malzemelerini kullanma, tamirat tadilat işleri, resim, müzik gibi

                Akşam aile programları; bilgi, genel kültür yapımları, her alanda belgeseller, ekoloji, çevre, yenilik, sohbet, ekonomi, tartışma programları, aile dizileri, kitap, sanat, sergi, tüm sporları içine alan programlar ile aile bireylerini bir araya getirecek programlar daha etkili olacaktır.

                Tüm bahsettiğimiz içerikleri Türk Dil Kurumunun belirlediği kurallara bağlı akıcı ve güzel bir Türkçe ile yayınlamak lazımdır. Birkaç yıl önce Azerbaycan’da rastladığım ve mutlu olduğum bir şeyi size aktarmak isterim.  Azerbaycan yaşlılarının konuşmasını tam anlamazken gençlerinin aynı bizim gibi Türkçe konuşuyor olması ilginç gelmişti. Gençlere nasıl bu kadar Türkiye Türkçesine hâkim oldunuz kimden öğrendiniz diye sorduğumda Türk dizilerini izlediklerini söylediler. Aynı durumu Makedonya’da da gözlemledim.

Demek ki basılı, görsel ve sosyal medyayı etkin ve düzgün kullandığımızda hedefimize kolay ulaşırız.

Mesele aile ve toplum yapımızın aşındırılmasına müsaade etmemektir. Bunun en kolay yolu kitle iletişim araçlarının gereği gibi kullanılmasından geçiyor.

Başta ‘’sosyal medya ile televizyon kanallarında ekran ve içerik temizliğine ’’ gidilmesi gerekmektedir.

 

Yine yeni yazılarda buluşmak dileğiyle Allaha emanet olun

NELER SÖYLENDİ?
@
Mikdat ÇAKIR 4 ay önce
Son 15-20 yıl dır, gündüz kuşaklarında hemen hepsi güya; yerli/milli ve maneviyatçı (!) olduğunu iddia eden hükümetin yanlısı olan kanalizasyonlarda yayınlanan programlarda düşüncede bile akıldan geçirilemeyecek sapkınlıklar ; kim kiminle yatmış, hangi akrabasından hatta kardeş ve babasının tecavüzünden piç peydahlamış, vs, vs, TİK TOK umumhanesine rahmet okutacak (!) aile düşmanı mizansenleri RTÜK denen kurum görmüyor mu! Görüyor ise …..
Ahmet Torun 4 ay önce
Değerli kardeşim Türkiye'nin bana göre en acil konularındaki ilk üçteki konuyu açıklayacı bir üslupla kaleme almışsın





Çözümde senin dediğin gibi yasama yürütme ve yargı bağlamında yetkililerin el atmasıdır ancak mesele şu yasama ve yürütmeyi idare eden iktidarlar bu konuda ne kadar samimiler bana göre hiç de değiller zira tv lerdeki gündüz ve gece kuşağındaki proğramların çoğu toplumu uyutma meşgul etme üzerine kurulu adeta bu sayede kimse ülkede ne olduğu hakkında fazlaca ilgilenmiyor.
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA
sanalbasin.com üyesidir