10 Kasım;Uzaktan Bakıp Yakın Hissetmek
10 Kasım;Uzaktan Bakıp Yakın Hissetmek
Bazı insanlar vardır; aramızdan ayrıldıktan sonra bile evdeki sessizlik biraz değişir. Bir an durup düşünürüz: “İyi ki yaşamış.” İşte 10 Kasım öyle bir gün.
Her yıl saat 09.05’te sirenler çalınca hayat biraz durur. Arabalar durur, insanlar durur, konuşmalar yarım kalır. Kimse bizi zorlamaz aslında… Ama içimizden gelir. Çünkü bu ülkede güneş doğuyorsa, biraz onun yüzü suyu hürmetine doğuyor gibi hissederiz.
Atatürk’ü sadece resimlerdeki bir kalpaklı komutan sananlar var. Oysa o, kırık dökük bir ülkeden bir memleket kurmanın ustasıydı. Bir yandan savaş, bir yandan yokluk, bir yandan küllerinden yeni bir devlet inşa etmek… Kolay iş değil. “Ümidini kesme” demeyi öğreten adamdı.
Ama belki de en güzeli şu:
Atatürk sadece kazandığı savaşlarla değil, açtığı defterlerle büyük.
Okul açtı.
Kız çocuklarını okula aldı.
Milleti “Biz yapamayız” psikolojisinden “Biz başarırız”a taşıdı.
Bugünün dünyasında sabırsızız, aceleyiz. Kırk saniye beklesek “off” diyoruz. Ama o, her taşın altına elini soktu. Kimi gün bir köylünün sofrasına oturdu, kimi gün dünyaya kafa tuttu. “Ben yaptım oldu” değil, “Birlikte yapalım, ülke olsun” dedi.
Şimdi 10 Kasım’da bazıları diyor ki:
“Üzülmeyin, Atatürk’ü kaybetmedik.”
Doğru…
Çünkü böyle insanlar toprağa gömüldüğünde değil, unutulduğunda ölür. Biz unutmuyoruz. Sadece anmıyoruz; yaşıyoruz.
Çocuklara her 10 Kasım’da matem öğretiyoruz sanıyorlar. Hâlbuki ders başka:
Onurlu yaşamanın,
ayakta durmanın,
kimseye boyun eğmemenin,
umut etmenin dersi bu.
Bir ülkeyi kurtarıp ardından “Ben değil, millet başardı” diyecek kadar mütevazı bir başka lider var mı?
Yok.
Bugün bir yabancı desen ki “Kimdir bu Atatürk?”
Bir cümle yeter:
“Millete efendi değil, hizmetkâr olan adamdır.”
Onunla gurur duyuyoruz. Çünkü bu topraklarda yaşayan herkes bilir:
Biz bugün özgürce konuşabiliyorsak, onun dik duruşu sayesindedir.
10 Kasım matem değil, saygı günüdür.
10 Kasım “toprağa gömülenin değil, kalplere kazınanın” günüdür.
Saat 09.05’te hayat durduğunda aslında bir selam veriyoruz:
“Komutanım, biz buradayız. Görev tamam. Emanet emin ellerde.”
Ve ne güzeldir ki her 10 Kasım’da Atatürk yeniden doğar:
Sınıflarda bir öğrencinin gözlerinde,
Bir fabrikanın bacasında,
Bir çiftçinin tarlasındaki berekette,
Bir annenin çocuğunu okula gönderirken ettiği duada.
Unutmadık. Unutmayacağız.
Saygılarımla.