SİYASET ARACI
Siyaset öyle bir evreye geldi ki kullanılan araçların başında para geliyor. Siyasette var olan ideoloji ve savunduğu davanın yerini bireysel menfaatler aldı. Para sayı ve örgüt kitle iletişim araçlarında yer almaya başladı. Çoğulcu demokrasilerde emek ve sermaye arasındaki dengeyi eşit katılımla sağlanabileceği öne sürülür ama bu mücadelede para işverenin, sermayenin gücünü oluşturur. Sayı ve örgüt toplumun gücünü oluşturur.
Kitle iletişim araçlarına ise toplumun, işverenin yani tüm halkın ihtiyacı vardır. Özellikle demokratik toplumlarda kitle iletişim araçlarına herkesin ihtiyacı vardır. Çünkü düşünceleri ve eylemleri yaymanın topluma anlatmanın tek yolu kitle iletişim araçlarıdır. Bu durumda devreye sermaye ve para giriyor.
Para kitle iletişim araçlarını etkilemenin, ya da onları doğrudan ele geçirmenin yolu olduğu gibi ülkeyi yönetenleri, seçenleri doğrudan etkilemenin de olanaklarını sağlar. Siyasette para ön plana çıktığı zaman, parası olanlar kendi görüş ve çıkarlarını savunanların adaylığını destekleyip, onların her türlü masrafını üstlenir. Bu destekle seçilenler kamu bürokrasisinde olmayacak her türlü gayri resmi işlerini yaptırırlar.
Para, etkisini seçmenlerden başlayarak en yüksek karar sahiplerine kadar gösterir. Bu servet sahipleri kitle iletişim araçlarına sadece ürün reklamı vermezler. Zamanı geldiğinde kendi siyasi düşüncelerini satmak, topluma benimsetmek için de reklam verirler. Hatta bu iletişim araçlarını satın alarak hükümete bile savaş açabilirler. Amerikan geleneği olan bu yöntemin örnekleri ülkemizde de görülüyor.
Kapalı baskı rejimlerinde bu gibi rüşvet olaylarının gizli kalması daha kolay olduğu için, bu yönteme başvuran siyasiler bunu siyasette bir yere gelmek için bir fırsat olarak görmektedir. Partilerdeki çok önemli oylamalarda, hatta ülkenin geleceğini ilgilendiren konularda bile, para doğrudan bir silah olarak kullanılabilmekte olup, oy kullanan kişinin düşüncesinin tam tersi yönünde para karşılığı oyunu satabilir duruma gelebiliyor.
Marksistlerin önemli bir kısmı, para kimde ise siyasal iktidarın da onda olacağı görüşündedir. Bu nedenle kapitalist bir sistem içerisinde, gerçek bir demokrasinin olmayacağı görüşünü savunurlar. Kapitalist kuramcılar ise, paranın siyasal etkisini doğal ve hatta sağlıklı saymak görüşündedirler. Serbest rekabete dayalı düzenin erdemlerinin siyasete yansımaması da mümkün değil…