TÜRKİYE’DE MİLLİYETÇİLİK ve TURANCILIK

08 Ara 2025 - 11:22 YAYINLANMA

 Türk milliyetçiliği ve Turancılık Osmanlıda ki Türklerden değil de dış etkenlerle gelişti. Kırım ve Kazan Türkleri başta olmak üzere, Çarlık Rusya’sında yaşayan Türk topluluklarında gelişti. Burada yaşanan Rus milliyetçi baskılarının rolü büyüktür. Ruslar ve Ortodokslar dışındaki topluluk ve dinlere karşı hoşgörüsüzlük, bu ülkede yaşayan Türkleri de milliyetçi tepkilerin oluşmasına yönlendirdi.

     Kendi varlıklarını koruma çabası önce Kazan ve İdil boylarında başladı. Öğretmen ve esnaf kesiminin öncülüğünde başlayan milliyetçi hareket, zamanla Türkistan, Kazakistan ve Sibirya’da yaşayan Türkleri de içerisine aldı. Rusya’dan İstanbul’a gelen Türk aydınları, İstanbul’da Türk milliyetçiliğinin doğuşunu sağlamışlardır. Osmanlının Ruslarla yaptığı savaşlarda çoğunlukla yenilmesinin de milliyetçi akımlarca adeta bir intikam alma duygusu içinde giderek Turancılığa evrildi.

     Bu gelişmelerin kaynağı ise ekonomik yönden oldukça varlıklı olan Kazan Türklerinin tüm masraflarını karşıladıkları, Rusya Türklerinin kongrelerinin katkısı büyüktür. 1906 yılında toplanan 3. Büyük kongrede alınan kararlar arasında, Rusya Türklerinin benzer bir okul sistemine geçilmesi ve bu okullarda, edebi Türk dilinin öğretilmesinin başlaması isteği kabul edildi.

     Kırımlı İsmail Gaspıralı'nın 1883’te yayınladığı Tercüman gazetesinin savunduğu düşüncenin bu Turancılık oluşumunda katkıları yadsınamaz. Gaspıralı Türk toplumunun kendi dilini koruyarak batılılaşması gerektiğine inanıyordu. Türk dili Arapça, Farsça ve diğer yabancı dillerden arındırılmalıydı. Rusya Türkleri arasında öncelikle dilde ve düşüncede birlikten sonra, sıra eylem birliğine yani bağımsızlık hareketine geçilmesiydi. Türk kadınına özgürlük ve erkeklerle eşit haklar vermek de Gaspıralı’nın hedefleri arasındaydı.

     Bir Azeri Türkü olan Hüseyinzade Ali Bey de, Türk milliyetçiliğinin doğuşunda önemli rol almıştır. 1908 den sonra İstanbul’a gelen Ali Bey, Ziya Gökalp ve arkadaşlarına Turancı düşünceyi benimsetmiştir. Türkçülük akımını bir düşünce, ideoloji sistemi haline getiren kişi olarak karşımıza Ziya Gökalp çıkıyor.

     Türk milliyetçiliğinin gelişmesinde ikinci en büyük etkiyi ise Osmanlının Rumeli'yi kaybetmesidir. Evlerini topraklarını kaybedip, terk ederek anayurda gelmek zorunda kalan Rumelili Türklerde kendilerine yapılan eziyeti, zulmü dile getirerek milliyetçi duyguların doğmasına yol açmıştır.

     Uzaktaki yurtlarına soydaşlarına Turan adını vererek bir bakıma Turancılık akımının başlatıcısı olanlar ise Macar Türkleridir. Turancılık zaman içerisinde, Türk milliyetçileri arasında daha çok yayılacak ve Cumhuriyet Türkiye’sinde de aşırı milliyetçilik olarak nitelendirilen bir akım olarak siyasi yaşamını sürdürecektir.

     Milliyetçilik, aynı topraklar üzerinde benzer koşulları paylaşan insanların, dış etkenlere karşı korunma ve dayanışma gereksinimlerini karşılayan bir ideolojidir. Fakat toplum içinde çıkar çatışmalarına alet edildiğinde tutucu, toplumun dış etkenlere karşı ortak yararlarını savunmak için kullanıldığında ilericidir…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: