ALEVİLİK TÜRKLERİN İNANCIDIR

 Müslüman Dünyasında İslam, üç büyük yorumla hayat bulmuştur; Arap kavimlerinin yorumuna, Sünnilik, Farsların yorumuna; Şiilik, Türklerin yorumuna da; Alevilik, denilmiştir. İster tek tanrılı semavi dinler, isterse çok tanrılı dinler olsun, iki ana kaynaktan beslenmişlerdir. Örf (kamu vicdanı), Nas (kitabi kaynak). Örfüyle bağdaşmayan din, yaşam hakkı bulamaz. Her inanç bu kaynaklardan beslenmiştir.
     Alevilik; tarihi gelişimi ve zaman süreci itibariyle, Kur’an’ı Kerim ve onu hayatlarında uygulayan Ehl-i Beyt soyunun, Maveraünnehir’deki Türk boylarına ilk elden anlatımı-yorumu- uygulaması sonucu hayata aktarılan ve bu gayretlerle gerçekleşen ve göçler sonucu, Anadolu'da hayatiyet ve gerçek kimliğini bulan, Avrupa'ya kadar giden İslam anlayışının adıdır. Türk yurtlarında bu ışığı Ehl-i Beyt ’ten sonra, o duru ve arı yorumunu, velayet makamında olan yani Veli dediğimiz Allah dostları günümüze kadar taşımışlardır.
     Arap çöllerinde kılıç, kin ve kan kokan, zulmü temsil eden inanç, nasıl oldu da buram buram insan sevgisine dönüştü? Ve nasıl oldu da merkeze insan konulup, Allah'a giden yol insandan geçer anlayışı hâkim kılındı? Bu anlayış Allah ve peygamberden onay almış saf ve temiz insan sevgisidir. Bu yüzden Ehl-i Beyt ve sayısız Allah dostları şehit edilmişlerdir. Bu sebeple Mansur’un başı kesilmiş, bu gerekçeyle Nesimi'nin derisi yüzülmüştür. Bundan dolayı; binlerce insanın kanı akıtılmıştır. Korku cahil ve cühelanın işidir.
     İslam anlayışında ölüm korku değildir. İnancını ve fikirlerini savunup sonunda da insan ölecekse, o ölüm Tanrı ile bütünleşmektir. İnsan bütününden, korkar mı? Korkmamışlar ve canları pahasına, yanan ışığı günümüze söndürmeden taşımışlardır.
Allah'a inanan insan için ölüm güzel şeydir, hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? Alevilik, İslam'ın doğru yorumudur dedik. Niçin, doğru yorumdur? Çünkü, İslam son dindir, artık başka din gelmeyeceğine göre, o din tüm alemi kucaklamalıdır. Tüm insanlığı kucaklamalıdır. Rengi, ırkı, şekli ne olursa olsun ayırmadan kucaklamalıdır.
     Çünkü, Allah, “Rabbül Alemindir”. Yani “Alemlerin Rabbidir”. Onun son peygamber olarak gönderdiği Hz. Muhammed Mustafa da “Alemlerin rahmetidir”. Bu mesaj tüm insanlığadır. Yalnız, Arap’a, Türk’e, Laz’a, Çerkez’e değil, tüm insanlığadır. “Allah’ın indinde din İslam’dır.” (Ali İmran,19) İslam nedir? Allah'ın birliğine inanıp iman etmek ve teslim olmaktır. Hz. Muhammed'in getirdiği din, Allah'ın birliğini tanıyan semavi dinlerin tamamlayıcısıdır.
Öyleyse Tanrı herkesin tanrısıdır. Bizlere düşen de Kur’an’ı tüm alemi kucaklayacak şekilde yorumlayıp, yaşamalıyız… Çünkü Kur’an, son Tanrı buyruğudur. Hz. Muhammed son peygamberdir. Başka peygamber gelmeyecek, başka Kur’an olmayacağına, göre, herkesin Kutsal kelamıdır. İşte Türk kavimlerinin özelliği, bunu keşfetmiş olmalarıdır.
     Kuran aklı zorunlu kılıyor. Yani tüm yaratılmışlardan farklılığımız olan insan aklını. Hz. Peygamberimiz de buyurur ki: “Kişinin dini aklıdır, aklı olmayanın dini yoktur”. Akılla inancını yaşayacağına göre, bütün bu birleştiricilik ne ile sağlanacaktır? Sevgi ile yani insan sevgisi ile. Irk ayrımı yapmadan tüm insanlığa aynı nazarla bakmakla olur.
Bu görüş, Hz. Muhammed'den Hz. İmam Ali’den ve Şah Ahmet Yesevi ’den gelmiştir. Onun için en uygar, en hümanist, en insancıl, insanlığı en fazla kucaklayanlardır.
     Alevilik işte buradan geliyor. Yani özünü insan sevgisinde bulan, inanan, onun için de insanın ölümsüzlüğüne inanan, inanç biçimidir Alevilik… (Devam edecek)