ATATÜRK
Atatürk belki sağlığında bile her 10 Kasım sabahında olduğu kadar güçlü görünmemişti. Atatürk'ün nüfuzunu, büyük işler başarma gücünü, diktatörlükten aldığını sananlar ne kadar yanıldıklarını anlamış olmalıdırlar. Atatürk, gücünün doruğuna vardığı bugün 10 Kasım 2025 sabahında, diktatör olmak, hatta iktidarda olmak şöyle dursun, sağ bile değil…
Millet iradesinden kurtulmaya çalışanlar, iktidarda kalabilmek için Cumhuriyet rejiminin temellerini çökertmeye, kendilerine karşı, gelen her varlığı, her müesseseyi yok etmeye kalkışanlar, 10 Kasım sabahından itibaren karşılarında, hiçbir maddî gücün yenemeyeceği bir iradeyi, 87 yıl önce ölmüş bir dahi insanın iradesini bulacaklar...
Türkiye'yi, kendilerinden başka kimsenin konuşamayacağı bir ülke durumuna getirmek isteyenler, 10 Kasım sabahı köylerde, kasabalarda kentlerde, metropollerde, evlerde, iş yerlerinde aldığımız her nefeste, eğitim kampüslerinde, hiçbir kanunun susturamayacağı, vücudu çoktan toprağa karışmış bir insanın sesini ve sevgisini duyuyor…
Bu seste Atatürk, kendi ölümünden sonra doğmuş gençliğe sesleniyordu:
“İktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde olabilirler”
diyordu.
“Vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin”
diyordu,
“Türk genci inkılâpların ve rejimin bekçisidir. Bunların lüzumuna ve doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük bir kıpırtı ve hareket duydu mu? Hemen müdahale edecek. Nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır”
diyordu.
Atatürk'ün bu ulusa bıraktıklarının, gençliğe emanetinin, onun kurduğu devlette, yarattığı toplum düzeninde yetişen, onun izinde yürüyen insanların kafasında, yüreğinde, gücünde, en sağlam inanca kavuştuğu her 10 Kasımda kesin olarak anlaşılacak.
Görülüyor ki artık, hiçbir iktidarın gücü Atatürk'ün eserini yıkmağa yetmez, onun izinde yürüyenlerin gücü ise, her engele karşı onun eserini, hiç bir vesayete muhtaç olmaksızın korumağa yeterlidir.
Artık hiç kimse, Atatürk'ün eserlerini korumak içinde, millî iradeye dayanmayan bir rejime ihtiyacımız olduğunu söyleyemez. 15 Temmuz 2016, millet iradesine karşı gelen darbe girişimi de karşısında, Atatürk'ü bulmuştu.
2025 Türkiye'sinde, Atatürk devrimlerine bağlılıkla, demokrasiye bağlılık aynı yüreklerde çarpmaktadır. Atatürk'ün ölümünün 87. yılında, her açıdan tam bağımsızlık, uyanık ve şerefli her Türk'ün insanlık anlayışı, birbirinin tamamlayıcısı olan bu bağlılıktan oluşmaktadır...
10 Kasım 2025