ÇALIŞMADAN ÇALANLAR - Ali DAĞ
Yaşam içerisinde her vatandaş ömrü ve sağlığı el verdiği sürece çalışmak ve ailesinin rızkını temin etmekle mükelleftir. Bu kazanç dinimizin de emrettiği gibi helal kazanç ve helal rızık olmalı. Hasbelkader uğraşmış didinmiş veya bir referansla Kamu kurumunda işe başlamış; olması gereken, mesai saati başladığında işine gidersin, mesai bitiminde evine gelirsin evinde çoluğunla çocuğunla huzur içinde […]
Yaşam içerisinde her vatandaş ömrü ve sağlığı el verdiği sürece çalışmak ve ailesinin rızkını temin etmekle mükelleftir. Bu kazanç dinimizin de emrettiği gibi helal kazanç ve helal rızık olmalı. Hasbelkader uğraşmış didinmiş veya bir referansla Kamu kurumunda işe başlamış; olması gereken, mesai saati başladığında işine gidersin, mesai bitiminde evine gelirsin evinde çoluğunla çocuğunla huzur içinde hayatını ikame edersin.
Özellikle Sivil Toplum Örgütü diye tanımlanan, insanlara Haktan, hukuktan, Adaletten, Kul hakkından, haramdan, helalden bahsedenlerin yani toplum önünde olan insanların yapması gereken budur. Fakat öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bu kişiler sanki Haramı Helal kılar oldular. Bir tarafta gecesini gündüzüne katarak çalışan, rızkını kazanmaya çalışan insanlar var, bir tarafta hasbelkader bir kamu kurumuna girmiş ve işe gitmeden bankamatik çalışanı olarak “çalışan” STK temsilcisi insanlar var. Peki, sabah sekiz akşam on yedi günlük sekiz saat mesaisini yaparak çalışan insanların suçu ne? STK başkanı olmaması mı?
Bu şekilde çalışmadan Kamudan maaş alanlar mı suçlu sadece? Bu kişiler “zaten Devletin malı deniz” mantığı ile hareket eden güruhlardır. İşe gitmemek için oldukça tuhaf gerekçeleri var. Bir şekilde bir Sivil toplum örgütünün başına gelmiş, Dernek kurmuş, Vakıf, Tarikat veya Cemaat temsilciliği gibi gerekçelere sığınarak işe gitmemeyi, çalışmadan Haram yemeyi maaş almayı kendilerine Helal kılıyorlar.
Aslında asıl sorumlu olan kişiler, Çalışmadan terlemeden mesai yapmadan maaş alan bankamatik çalışanlarının başındaki yöneticilerin sorumluluğundadır. Sırf politik nedenlerden dolayı bu bankamatik çalışanlarını koruyup kollamak tadırlar. İta amirleri Sanıyorlar ki biz bu başkanlara normal mesailerini yaptırırsak, ilgili STK tabanından tepki alırız gibi yanlış bir inanış içindeler. Aslında bu yöneticiler, Müdürler, Amirler kısaca kamuda işveren konumunda olanlar, Çalışmadan maaş alan kişilerin, Sivil toplum Örgütü Başkanlarının temsil ettikleri vatandaşlardan, tepki aldıklarının farkında değiller.
Hiçbir STK temsilcisinin işlerinden çıkarılmasını, adı geçen STK lara gönül veren vatandaşlar istemezler. Tek istekleri gönül verdikleri kurum başkanlarının da herkes gibi mesai saatlerinde işlerinde olmalarıdır. STK isimlerini kullanarak işe gitmeden maaş almaları tüyü bitmemiş yetim hakkı yemelerini istemiyor. Eğer mesai saatleri içerisinde temsil ettikleri STK larda işleri varsa, diğer çalışanlar gibi ücretsiz izin ya da yıllık izinlerini kullanarak STK hizmetlerini yaparlar. Olması gereken budur. Hiç kimse onları zorla ilgili STK ları temsil et diye zorlamıyor. Bunu sağlayan ita amiri tamda o zaman ilgili STK Lara gönül veren, vatandaşların sevgisi, güveni ve beğenisini kazanır.
Çalışmadan maaş alan kişilerin bağlı oldukları kamu kurumunun başındaki, İta amiri, işveren eğer bunu yaparsa toplum nezdinde ve ilgili STK gönüllüleri nezdinde takdir toplar. Aksi takdirde hele de bu işveren siyasi ve seçimle göreve gelmişse, Halka yapılan bu haksızlığın, kayırmanın bedelini, ondan önceki siyasiler gibi bir sonraki seçimlerde Halk bu haksızlığın bedelini bu siyasilere ödetir…
23 Aralık 2024