HANGİ DEMOKRASİ

27 Eki 2025 - 11:32 YAYINLANMA

Toplum olarak nasıl bir demokraside yaşadığımıza bakalım. Bir tarafta Türkiye demokratik, laik ve üniter bir anayasal cumhuriyettir derken, bir taraftan da başta tarikatlar ve cemaatler kanalı ile din adı altında belli bir mezhep ve biat kültürü ilköğretim dahil tüm devlet okullarına girmekte. Gelecekte bunların neslin nasıl bir rejim isteyeceklerini tahmin etmemek mümkün değil.

     Siyaset, tarikat, bürokrasi, mafya ticaret el ele vererek toplumun geleceğini tehdit eden yağma düzenini oluşturuyor. Siyasal partiler yasası ile de beslenen bu yağma düzeni din, inanç, milliyet, ırk, tarikat ve siyaset farkı olmaksızın tarihimizden ve coğrafyamızdan gelen zenginliğimizi belli guruplara ve ya bireylere peşkeş çekilip adı geçenler zenginleşirken toplumun yoksullaşmasına yol açmaktadır.

     Aslında henüz sanayileşmemiş ve sanayiye dayalı sosyal hukuk devletinin oluşmamasından kaynaklanan bu değişime uğramış köylü kurnazlığı ile beslenen yağma düzeni en büyük tehlikedir. Çünkü maalesef demokrasimizi ve temel insan haklarını tehdit eden bu yağma düzeninin teşhisi konusunda ne yazık ki toplumsal mutabakat yoktur.

     Hâlbuki geniş halk kitlelerinin sürekli yoksullaşması ve bu nedenle de yönetimlere olan inançlarını yitirmesi umutsuzluk doğuran kuralsızlığa yol açmaktadır. Bu durum ise zaten yeterince yerleşemeyen ve uygulanamayan demokrasinin altını her geçen gün daha da oymaktadır.

     Eğitim sistemi ile din referanslı biat kültürü aşılanırken, bir taraftan da, Kürt, Türk gibi kimlik şovenizmi topluma, medya tarafından beslenerek dinci ve milliyetçi akımları da aşarak dini inancı, ırkı, milliyeti ne olursa olsun herkese sırf vatandaş olduğu için eşit olunması gereken, demokratik rejimi geliştirmesi gerekenler, kendi bireysel ekonomik çıkarları ile meşgul oluyorlar.

     Tüm bunlar yetmiyormuş gibi toplumu etkisi altına alan, işlenen suçlarda cezasızlık yani her kim hangi suçu işlerse işlesin kendisine bir şey olmayacağından adeta emin olarak suç işleme özgürlüğü yaratıyorlar. Toplumun kendilerini temsil etsin, haklarımızı ve rejimi korunsun diye TBMM’ ye gönderdiği siyasiler, tüm bu sorunların temelini mi oluşturuyor? Biz hangi demokrasiyi yaşıyoruz?...

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: