KEMALİST ULUSÇULUK
Türk ulusçuluğu Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmak üzere olduğu, Türk aydınlarınca hissedilmeye başlandığı bir dönemde, bu çöküşü engellemek için aranan çarelerden biriydi. Kemalist ulusçuluk işte bu birikimin bir sürecidir. Zaman içerisinde Mustafa Kemal'in kendine özgü bir nitelik kazanmıştır.
Peki, Kemalizm’in ulusçuluk ilkesi hangi gereksinimleri karşılıyor? Bağımsızlığı ve çağdaşlığı karşılar. Bağımsızlığını kazanamayan bir toplum kendi iç dinamikleri ile gelişemez. Olanaklarını tümünü kendi gelişmesi için kullanamazdı. Ne de kendi çıkarlarını dış güçlerin çıkarlarının önüne geçirebilirdi.
Bu durumda ilk aşama “bağımsızlıktı”, Atatürk bağımsızlığı sadece siyasal bağımsızlık olarak algılamıyor tam bağımsızlığı savunuyordu. Ekonomik bağımsızlığa sahip olmayan bir toplum siyasal açıdan da tam bağımsız olamazdı. Türk kurtuluş savaşı Milli mücadelesi, Cezayir’den Hindistan’a tüm esir mazlum halkların aydınlanmalarında heyecan yaratmış, bir umut olmuştur. Yenilmez denilen Emperyalist devletlere karşı kazanılan ilk bağımsızlık savaşı idi.
Kemalist ulusçuluk anlayışının dışa yönelik hedefi, “çağdaş uluslar topluluğunun eşit haklara sahip bir üyesi olmaktı”. Atatürk nasıl kendi ulusu için eşitlik istiyorsa, tüm uluslar içinde eşitliği savunuyordu. Saldırgan değil barışçıl bir eşitlik istiyordu. Bu konuda Atatürk ; “biz kimsenin düşmanı değiliz, yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız” demiştir.
Kemalist ulusçuluğun içe yönelik hedefi ise, çağdaş bir ulus yaratmaktı. Atatürk halk arasında “din, renk ve soy farkı” gözetmemek gerektiğine olan inancı, Atatürk’ün ulus anlayışına elbette yansıyacaktı. Bir ulusu var eden temel öğeler ortak geçmiş, ortak dil,(ana dil değil) ve ortak kültürdür. Atatürk Anadolu’nun geçmiş bütün kültürlerine, Türk ulusunun ortak mirası olarak sahip çıkarken, aynı zamanda Anadolu’da yaşayan herkesin bu ulusun asil üyesi olduğunu da vurguluyordu.
Atatürk kurtuluş savaşı sırasında bile her zaman “Türkiye milleti” deyimini kullanmıştır. Daha sonra da “Ne mutlu Türk olana” dememiş, “Ne mutlu Türküm diyene” demiştir. Ulus olmanın önemi çağdaş toplum olabilmenin ilk koşulu, uluslaşma aşamasını gerçekleştirmekten geçiyor. Ulus devlet olmak aynı zamanda demokrasiye geçebilmenin de bir ön koşuludur. Aşiret, boy, kabile din ve mezhep aşamasını geride bırakmadan çağdaşlaşabilmek, demokratik bir toplum olmak olanaksızdır…
30 Haziran 2025