SOL GÖSTERİP SAĞ VURAN SİYASİLER
Dünya siyasi tarihine baktığımızda seçmenleri aldatarak sol gösterip sağ vuran siyasilerin Dünya’yı sürüklediği vahşetlerle dolu olduğunu görüyoruz. “Tekeller kamulaştırılacak, Toptancı ticaretin karı paylaşılacak, toprak reformu yapılacak…” gibi sol söylemlerle iktidara gelen, Alman Nasyonal Sosyalist partisi lideri Adolf Hitler dünyayı felakete sürükledi ve sonunda İntihar ederek hayatına son verdi.
Hitlerin yakın dostu İtalyan Faşist lider Mussolini de bacaklarından asılarak son verdiği siyasi hayatına, sol yumruğunu havaya kaldırarak siyasete başlayanlardan biriydi. Önce mevcut düzene tepki duyan kitleleri peşine takarak oyların üçte birini topladı. Sonra mecliste sandalye sayısının üçte ikisini ele geçirdi. Bu meclis çoğunluğu ile anayasayı değiştirerek diğer partileri kapattı. Her şey yasalara uygundu ama “meşru” değildi.
Tüm bu Faşizmi ve Nazizm’i yaşayan Avrupa halkının, gözleri çok kanlı savaşlardan sonra açıldı. İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde anayasaların çerçevesi değişti. Toplumsal hak ve özgürlükler anayasal güvence altına alındı. Anayasayı değiştirmek zorlaştırıldı. En önemlisi de Demokrasinin olanaklarından yararlanarak, demokrasiyi yok etmenin yolları tıkandı. Özgürlükleri yok etme özgürlüğünün olamayacağı, halk kitlelerince kabul edildi. Batı ateşin maşa ile tutulmasını, elini yakarak öğrendi. “Akıllı” uluslar da onların başına gelenlerden ders alarak öğrendiler.
“Tıpkı Kemalizm’in Batı’daki gibi kuşaklar boyu kan döküp yok olmasına gerek kalmadan, Türk halkına tüm sosyal ve siyasal haklarını tanıması gibi”
Humeyni, İran İslam Cumhuriyetini kurmadan önce Paris’ten İran halkının tüm toplum kesimine mavi boncuklar dağıtarak “Adil ve huzurlu” bir toplum vaat ediyordu. Ve şöyle diyordu; “İslam cumhuriyeti kurulunca herkes yasa güvencesi altında olacaktır. Kimsenin güvenliği tehdit altında olmayacaktır. Kimsenin evine girilmeyecektir. Kimse şüphe üzerine yakalanmayacak, yargılanmayacaktır.” Ve zaman geçti İran İslam Cumhuriyeti kuruldu. Kendilerinden kuşkulanılan kişiler tutuklanmadı ama anında kurşuna dizildiler.
Hitler Komünistleri öldürürken, sosyal demokratlar belki de için için memnundular, Sosyal demokratlar öldürülürken, liberaller kulaklarını tıkamışlardı. Sıra liberallere geldiğinde ise toplumda sesini yükseltecek kimse kalmamıştı.
Toplumlara felaketler hiçbir zaman birdenbire gelmez, adım adım haber vererek gelir. Tarih yanlışlıkları affetmez, Özür dilemez ama “ders alınmadığı” zaman tekerrür eder. Ağaçlarla uğraşmaktan ormanı göremeyenler ise, bu aymazlıkların bedelini çok ağır öder. Ne yazık ki sadece kendileri değil tüm toplum ödemek zorunda kalır…