TÜRKİYE ve SOSYAL DEMOKRASİ

21 Tem 2025 - 00:09 YAYINLANMA

     Dünya üzerinde yaşayan her toplum insanları için en önemli olan şey yaşamlarını sürdürebilmektir. Açlığın yoksulluğun olduğu yerde özgürlüğün de anlamı yoktur. Adına ister “sosyal demokrasi” diyelim, ister “demokratik sol” diyelim, “demokratik toplumculuk” bir sentezdir. Liberalizm ile sosyalizmin tarihsel bir birleşimidir. Hakça paylaşım ve özgürlükleri bir arada gerçekleştirmek isteminin, barışçı bir toplum özlem ve gereksinimin ürünüdür.

 

     İnsanlar aydınlandıkça özgürlüğe olan gereksinimleri de artar. Demokrasi ana gereksinimleri karşılama açısından en önemli kriterdir. Vazgeçilmez bir yaşam biçimidir. Demokrasi ve özgürlükler kaçınılmaz olarak paylaşımdaki haksızlıkların düzeltilmesi için vazgeçilmez bir araçtır. Çünkü gerçek Demokrasi ve özgürlüklerde iktidarı belirleyen seçim (oy) silahı halkın elindedir.

 

     Avrupa'da demokratik sosyalist ya da sosyal demokrat partilerin uzun yıllar mücadelesi sonucu gerçekleştirdikleri demokrasiyi, özgürlükleri Türkiye’de Kemalist ideoloji getirmiştir. Genel ve eşit oy hakkı, sekiz saatlik iş günü, ücretli izin, sigorta sistemi, gelir düzeyine göre vergi sistemi, parasız eğitim, medeni kanun ve daha birçok temel insan haklarıdır. Türk Dil ve Tarih kurumundan Üniversiteye, TRT ye, yargıya kadar özerk ve bağımsız kurum anlayışını da gene Türkiye Kemalizm ile birlikte yaşama geçirdi.

 

     Avrupa’da tüm bu haklar uzun çabalar, acılar ve kayıplar sonucu kazanılmış iken, Türkiye’de Kemalist devrimcilik anlayışı içinde çok daha kısa zaman da acısız, kayıpsız ve kansız hayata geçirilmiştir. Kemalizm bir “liberal demokrasi”yi değil, “sosyal demokrasi”yi hedeflemiştir. Atatürk’ün yaptığı veya yapmaya çalıştığı demokrasi ve özgürlükler günümüzün “katılımcı demokrasi” anlayışını daha o zamanlar benimsediği inancını bize vermektedir. Demokratik toplum örgütlenmesine dayalı katılımcı demokrasiye hep inanmıştır.

 

     Günümüze geldiğimiz yüzyılda, demokrasi ve insan haklarında, ekonomide, eğitimde neredeyiz? Atatürk’ün bize bıraktığı, gençlere emanet ettiği Cumhuriyeti ve demokrasiyi yeterince koruyabildik mi? Dünya bilim ve teknolojide uç noktalara giderken, yapay zeka hayatımızın her alanına girmişken, Biz toplum olarak Atatürk Türkiye'sinde hangi çağdaş bilime, teknolojiye, markaya veya siyasete imza attık…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: