TÜRKİYE DİN DEVLETİ OLUR MU?
Bu soruyu sormadan önce devletin, Humeyni ve şeriat ile yönetilme çizgisindeki tarikat ve cemaatler siyasi parti kursa, mevcut dini referanslı muhafazakar siyasi partilerin aldıkları oyun ne kadarını alabilir? Bu gibi oluşumlar Türkiye’de “dehşet” havası yaratmaktan öteye gidemez. Çünkü her bitki kendine uygun ortamlarda yetişir ve serpilir. Suudi Arabistan'daki Krallık ile İngiltere’deki Krallık aynı mı? Aynı olabilir mi?
Bugünümüzü anlayabilmek için geçmişimizi iyi analiz etmek gerekir. İslamiyet öncesi Türklerde Kadın-erkek eşitliği vardı. Aile ve kamu yaşamında herkes eşit haklara sahipti. Kadın komutanlardan tutunda, kadın devlet başkanlığı yapmış kadınlar vardı. Şamanizm kadını kutsal sayardı. Ama aynı dönemde İran’da geçerli olan Zerdüşt dinine göre kadın, “kötü” ve “kirli” kabul edilir Şeytanın yansıması olarak görülürdü.
Arabistan’da ise kadın binek hayvanlarından bile değersizdi. İnsan oldukları bile tartışmalıydı. Kız doğuran analar cezalandırılır, kız çocukları diri diri kuma gömülürdü. Türklerin Anadolu’da yaşadıkları inanç ve kültür sentezi çağının en demokratik ve insancıl yaşam tarzıydı. İran ve Arabistan kökenli tarikatlar “Allah korkusu” üzerine kurulmuşken, Anadolu'nun bağrında yaşayanlar da “Allah sevgisi” vardır.
Bektaşilik, Mevlevilik, Alevilik niçin farklıdır? İran'ın Şii’si katı kurallı ve acımasız iken, Anadolu Alevi’sinin hoşgörülü ve ilerici oluşu bir rastlantı mıdır? Bu ilerici ve hoşgörü geçmişin üzerine Anadolu 20. Yüzyılda iki büyük farklılık daha ekledi. Kemalist devrim ve o devrimin başlattığı 100 yıllık Demokratik laik bir Cumhuriyet deneyimi.
Peki, Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk Arabistan veya İran'da yaşasaydı “laik demokratik cumhuriyet” gibi bir aydınlanma Devrimini gerçekleştirebilir miydi? Sanırım hayır. Atatürk tarihteki en büyük devrimciydi ama Anadolu inanç ve yaşam tarzı geçmişi İran ve Arabistan’da yoktu. Kemalist devrim Anadolu’yu Ortadoğu’daki diğer din referansla yönetilen ülkelerden ayıran farkı çok daha fazla açtı. Bu fark kapatılamayacak ve geriye dönülemeyecek kadar büyük bir fark…
04 Ağustos 2025