TANRI AKLI İNSANA VERMİŞTİR

   İnsanlar her zaman her alanda kendilerini kolaycılığın yanında bulmuştur. Düşünmeyi, aklını kullanmayı, sorgulamayı ve araştırmayı hep kendilerine yük olarak görmüşlerdir. Bu nedenledir ki akıllarını kuşatan dogmalardan arınamıyor veya arınmak istemiyorlar. Dini söylemleri kullanarak yağmur dualarından tutunda, taraf olduğu spor takımın galip gelmesine kadar şükür namazları kıldırılıyor.      Her gelenek, töreler ve alışkanlıklar dini vecibeler […]

21 Nis 2025 - 08:15 YAYINLANMA

   İnsanlar her zaman her alanda kendilerini kolaycılığın yanında bulmuştur. Düşünmeyi, aklını kullanmayı, sorgulamayı ve araştırmayı hep kendilerine yük olarak görmüşlerdir. Bu nedenledir ki akıllarını kuşatan dogmalardan arınamıyor veya arınmak istemiyorlar. Dini söylemleri kullanarak yağmur dualarından tutunda, taraf olduğu spor takımın galip gelmesine kadar şükür namazları kıldırılıyor.

     Her gelenek, töreler ve alışkanlıklar dini vecibeler olarak bu toplumda yer buluyor. Tüm bunları özendirmek için de birçok kendini din adamı sayan, din simsarları yönlendiriyor. Çünkü maddi ve manevi çıkar sağlıyorlar.

     Oysa İslam Peygamberi Hz. Muhammed hiçbir zaman “inanın ama akılsız olun demedi” tam tersine inananlara “Aklınızı kullanın, aklınız size Tanrı’nın armağanıdır” demiştir. Çünkü kendisi de her zaman aklını kullanmıştı ve düzeni bu şekilde sağlamıştı. Bu gün toplumu kandıran sözde din adamlarının tersine İslam peygamberi geçmişten, sonsuz geleceğe giden zamanı bilinçle paylaşmış, doğanın özünde insan unsurunun olduğunu anlatmıştır.

     Bu bilinçle de Kuran’ı bir kaynak, tanık olarak göstermiştir. Açın okuyun dedi. İlk emir de Oku ile başlar. Peygamber, kendisine tanrısallık yöneltenlere karşı, her zaman “kendisinin de insan olduğunu, bende sizlerden biriyim” demiştir.

     Dünyada aklını kullanabilen tek varlığın insan olduğunu unutmamak gerekir. Ortaçağ karanlığında Hz. Muhammed bulunduğu coğrafyadaki cahil, sapkın topluma Kuran yoluyla aklı, bilimi, ilimi koyarak insanlığa bir yol göstermiştir. Tanrı ile kul arasında bir aracının olmadığını, Ortaçağ dönemindeki gibi varlığını geçimini, insanların dini duygularını sömürerek din adına sapkınlıklarını topluma aşılayan Bedevi kılıklı din tüccarlarının söylemleri yerine, Peygamberin geleceğe bıraktığı Kuran’ı okuyup onun yolunda inancı yaşanmalı.

     Günümüzde insanların yaşam tarzını ve inançlarını tekrar Ortaçağ karanlığına götürenlere müsaade etmeden, birçok Dünya diline de çevrilen Türkçe Kuran’ı okuyarak dini vecibeleri, yani insan olmayı, dürüst olmayı, hak yememeyi, adaletli olmayı, sorgulamayı, ilmi, bilimi, doğayı sevmeyi, tüm canlıları Allah’ın yarattığını bilerek, din sömürüsüne müsaade etmeden, yaratılanı sevmeyi, yaratandan ötürü öğrenerek, yetmiş iki millete bir nazarla bakmayı öğrenebiliriz. Eğitimin, bilişim ve teknolojinin bu kadar yaygın olduğu günümüzde tüm bu sorgulamaları yapmak zor olmamalı…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: