Ne yok ki…
Birçok taraftarın puan dahi beklemediği Adana deplasmanından yiğidolar zaferle döndü. Öldük öldük dirildik! Maça çok iyi başladık. İki haftadır sol tarafta Rıza hoca’nın tercihi yine kaptan Ziyadan yanaydı. Ulvestad sakatlıktan döndükten sonra kendisine ilk onbirde yer bulmuştu. Sahaya 4-1-4-1 şeklinde çıkan yiğidolarda Hakan Arslan zaman zaman yalnız kaldı.
Orta alanda ki, Ulvestad’ın Hakan’a fazlaca yardımcı olamaması Adana takımının orta alanı çok hızlı çıkmasına sebebiyet verdi. Hakan ortanın sağında ve solunda oynayan Henrique ve Max Gradel’in arkaya koşamadığı pozisyonda kademe yapmaya çalıştıkça, Ulvestad ve Fajr’ın onun yerine geri gelememesi az kaldı ki, altın değerinde üç puanın kaybedilmesine sebebiyet verecekti.
Eğer deplasmanda oynuyorsan sakin ve oyunda akılcı kaldığın zaman, ev sahibi olması, özgüveni fazla olması ve favori gösterilen Adanademirspor daha çok panik bir tempoda oynadılar. Adana takımı son maçlarda gol atmakta zorlanan Sivasspor karşısında maçın favorisiydi. Ne var ki, daha çok puana ihtiyacı olan takım Sivasspor’du.
Yatabarenin yokluğunda sürekli eleştirdiğim ve takımın en çok kazananı Kayode yine var ile yoklara oynadı.Efektif olmayan verimsiz ve kısır bir performans gösteren Kayode anlaşılıyor ki, üçüncü bir santrafor niteliğindedir.
Bu maç için yazılıp çizilecek çok şey olsa bile Sivasspor açısından önemli olan altın değerindeki üç puanı çok zor bir dış sahada kazanmıştır. Alınacak bir mağlubiyet gelecek haftalarda yiğidoları ciddi bir çıkmaza sokabilirdi.
Oyunu son bölümü tam bir korku filmi gibiydi. Maç geldi, gitti, geri geldi. Atılan ve iptal edilen goller, sahada çıkan arbade uzatmalarda kazanılan penaltı ve iki farklı öndeyken gitti denilen maçtan geri dönüş. 80.dakıikadan 105. Dakikaya kadar son yıllarda izlemiş olduğum en atraksiyonlu bir süreci daha önce hiç yaşamadım desem yeridir.
“VAR” kararları 105 dakikanın en keyiflisiydi. Maçın hakemi sanırım maçı izlemekten çok “VAR”daki masayı dinlemiş gibiydi. Verilen 10 dakikalık uzatma kararının ardından ilave 5 dakika daha oynanması Elm Sokağı kâbusu gibi üzerimize çöktü. Kupa maçı izler gibiydik.
Her yönüyle çok keyifli, çok heyecanlı ve çok zevk aldığım maçlardan birine tanık oldum. En güzeli son haftalarda alınan mağlubiyetler ve düşme hattında bulunanların yaklaşmalarına sahne alan ligde aldığımız 3 puan derin bir ohhhh çektirdi hepimize.
Ben bu maçta şunu anladım ki, Yiğidolar en kötü gidişatta bile tam konsantre çıktıkları maçı kaybetmiyorlar. Rakibin kim olduğu fark etmeksizin, istendiği anda puanlara ulaşabileceğine şahit olduk bu maçta.
Bundan sonra ki haftalar bizim açımızdan daha rahat geçecektir. Dikkat edilmesi gereken şey; bu lig asla disiplinsizliğe gelmiyor. Sonunda kâbustan uyandık.