Gruplar belli olduğunda Rıza Çalımbay dışında hiç kimse tahminimce bu guruptan çıkacağımızı, hatta lider çıkacağımızı tahmin edememiştir. Şöyle ki, Slavia Prag Çekya şampiyonu, Cluj Romanya şampiyonu, Balkani ise Kosova şampiyonu olarak karşımıza geldi. Özellikle Slavia Prag takımı Avrupa kupalarında defalarca boy göstermiş bir takımdı. Biz bu takımlar arasından lider çıktık.
Süper lige iyi başlayamayan, sürekli eleştiri okları kendine çevrilmiş teknik direktör Rıza Çalımbay tuhaf bir adam. Kötü anlamda tuhaf değil. Lige balkıyoruz 8 hafta ciddi anlamda yerle yeksan olan bir takım, sonrası iki haftada Başakşehir, Balkani ve Giresun galibiyetleri. Son iki haftaya bakıyorum; önceki takım gitmiş yerine bambaşka bir Sivasspor gelmiş. Alan daraltan, topa basan, gol atan yardımlaşan bir takım. Bu ekibe Ne oldu ki, takım rayına oturdu diyesi geliyor insanın. Futbolcular aynı, teknik ekip aynı saha aynı ama her şey biranda değişmiş. O yüzden Rıza hoca tuhaf bir dokunuş yapıyor ve bir anda hem Türkiye’nin hem Avrupa’nın gündemi olabiliyor.
Fenerbahçe, Başakşehir ve Trabzonun Avrupa’da başarılı olması çok doğal. Finans anlamında iyi durumdalar ve kadro genişliği bu başarıyı beraberinde getirebiliyor. Ama Sivasspor böyle değil. Kısıtlı ve mütevazı imkânlar ölçüsünde Avrupa Konferans Ligini gurup lideri olarak hem de üç ülkenin şampiyonları önünde bitirmiş. Bu yüzden Sivasspor’un Avrupa başarısı diğer takımlara göre bir adım daha önde ve daha değerli olarak söyleyebilirim. Üç senedir katıldığı Avrupa kupalarında Ülke puanına oldukça önemli katkılar sağdı. Kendi rekorunu bu yıl geçti.
Slavia Prag maçına hiç kimsenin beklemediği bir kadroyla çıkan Rıza hoca çok akılcı bir oyunla ihtiyacı olan beraberliği koparmayı başardı. As oyuncularından yoksun çıkmasına rağmen, orta alanı çok iyi kapatıp, topla rakibin daha çok oynamasına fırsat vererek beklemeyi tercih etti. Bu taktik beraberliği getirdi. Üç yıl önce Avrupa’da oynamaya başladığımızda ki Sivasspor ruhunu dün sahada bir kez daha gördüm.
Hangi yönden bakarsanız bakın, Sivasspor çok önemli bir başardı. Gerek Ülke puanına katkısı, gerek son 16 turuna doğrudan katılması ve Kulübün kasasına ciddi bir nakit akışı sağlamasıyla çok büyük bir işe imza atmış oldu. Taraflı tarafsız bütün kamuoyu Sivasspor’un neler yapabileceğini görmüş oldu.
Bundan sonra asıl iş taraftarımıza kaldı. Dünya kupası arası ve Ara transfer dönemiyle birlikte, son 16 turunda hangi rakip gelirse gelsin, inanıyorum ki, yiğidolar bu turu geçecektir. Taraftar artık şuna inanmalıdır. Bu derece önemli işler başaran takımını yalnız bırakmak en büyük hata olur. Süper lig ve Avrupa Konferans Liginde oynayacağı maç veya maçlarda tam destek sağlamaları gerekir.
Şans faktörü biraz yanımızda olursa, kimsenin beklemediği bir başarı öyküsü daha yazılabilir. Kura şansımız yanımızda olsun dileklerimle…