Değerli okurlar;
Bu hafta köşemizde sizlerle konuşmak istediğim ve içimi çok acıtan bir konu olan israfı konuşmak istiyorum. Ben köşemde her hafta yemek kültürümüzün zenginliğine, çeşitliliğine değinirken bu hafta böyle bir konuyla karşınıza gelme sebebim çevremde gördüğüm görmekle de kalmayıp istatistiksel rakamlarla ortaya koyulan israfın artık vicdanımı ve aklımı rahatsız etmesi.
Müslüman ve Türk bir toplumda yaşamamıza rağmen israfın bu denli artması ki özellikle üzülerek belirtiyorum şu anın gençlerinin bu konuda duyarsız olması, gelecek için çok büyük bir tehlike ve korkulacak bir haldir. Çok fazla geriye gitmeye gerek yok, anneannesi bir zeytin çekirdeğini bile israf etmeyen kişi artık her gün ekmek atar hale gelmiştir.
Türkiye de iyimser haliyle günlük 5 milyon adet ekmeğin çöpe atıldığı tahmin edilmektedir. Ataları Çanakkale Savaşında, Kurtuluş Savaşında bir gün içerisinde toplam yarım kuru ekmek yiyerek 7 düvele Koca bir cihana kafa tutmuş milletin torunları ekmeği bugün çöpe atıyor. Bende istiyorum her hafta sizlere burada toplumumuzun enfes lezzetlerini tanıtmak ama israf eden bir toplum yediği nimetin farkına varamaz. Şükretmeyi bilmeyen toplum, doymayı da bilemez kendi içinde bulunduğu nimetlerinde farkına varamaz. Kişisel görüşüm toplumumuzun bu konuda eğitilmesi hatta bu eğitimin çocuk yaşta verilmesi ve okullarda bu konu üzerinde uzunca durulmasıdır.
Araştırmacı yazar olarak burada amacım toplum eleştirmek değil farkındalık oluşturmaktır. Burada benim üzerime düşen görevse bu konu hakkında sizlere farklı bakış açıları sağlayıp o çöpe attığımız nimetlerden sizlere çok lezzetli yemekler yapılabileceğini söylemektir.
Bu konuda en büyük pay tatbikî ev hanımlarına düşüyor. Ev hanımları özellikle yaptığı yemeklerde porsiyonlama dediğimiz kişi sayısına düşen yemek miktarını iyi hesaplayıp ona göre malzeme kullanmak servis ederken insanların tüketebileceği kadar servis etmeleri en önemli noktadır. Ayrıca içerisinde bulunduğum yemek dünyasının en güzel yanlarından birisi de dönüştürebilmektir. Yani bir nimeti başka bir leziz nimete çevirebilmek; örneğin artan pirinç pilavından kalan pirinç taneleriyle ertesi gün bu pirinçleri harç ederek kadınbudu köftesi yapılabilir. Örneğin artan makarnadan, çok güzel bir makarna salatası yapılabilir. Yeter ki toplum olarak israfta bulunmayalım artan makarnadan enfes bir İtalyan yemeği olan lazanya bile yapılabilir. Bu konuda Sivas’ımızın bilindik yemeği ekmek aşı israfın önüne geçmek için atalarımız tarafından yapılmıştır. Ve en önemlisi olan ekmek, bayatlayan ekmekler çöpe atılmak yerine öğütülüp köfte harcı yapılabilir, üzerine yumurta eklenip güzel bir kahvaltı menüsü yapılabilir. Hatta artan ekmeklerden tatlı bile yapılabilir. Bu hafta sizlere tarif vermeyip hem sizlere hem kendime bu konu üzerinde düşünme fırsatı vermek istiyorum.
NOT: Bayat ekmek ile küflenmiş ekmek aynı şey değildir. Küflenmiş, bozulmuş ürünleri asla kullanmamalıyız sağlığımızı tehlikeye atmamalıyız. Ekmeği küflenmeden ürünleri bozulmadan tüketmeliyiz.